TOKAD, Tokat ve Niksar’da gerçekleştirdiği iki programla Kudüs Gününü andı.
Tokat’ta Kudüs Günü Eylemi
TOKAD, Tokat Yeraltı Çarşısı üzerinde Kudüs Günü eylemi gerçekleştirdi.
Eylem başlangıcında Ahmet Örs, şair Sıtkı Caney’in Filistin İslami direnişi ve Kudüs temalı Ebuzeran şiirinden bir bölüm okudu.
Topluluk adına basın açıklamasını ise Emre Karaca okudu. Karaca, açıklamasında Kudüs’ün özgürlük şiarımız olduğunu, yerel ve küresel zalimlere karşı özgürlük ve adalet mücadelesinin Kudüs’ün özgürleştirilmesi mücadelesinden ilham alınarak verilmesi gerektiğini ifade etti.
Ortadoğu’nun, bütün İslam dünyasının ve egemenlerin her türlü zulüm ve ifsadına karşı küresel intifadayı yükseltmeleri gerektiğini söyleyen Emre Karaca, “Kudüs’ün çağrısı dünyanın neresinde olunursa olunsun özgürlük ve adalete adanmış herkese yapılan bir çağrıdır. Kudüs’ün çağrısı köleleştirilmiş zihinlerin, esir edilmiş yüreklerin ve yağmalanmış ülkelerin kurtuluşuna yapılmış bir çağrıdır. Kudüs’ün çağrısı zincirlerinden kurtulmak isteyen Mescid-i Aksa’nın, Kâbe’nin özgürlüğüne yapılmış bir çağrıdır.” dedi.
“Kudüs 46 yıldır Siyonist çizmelerin işgali altında. Aslında yüzyıla varan bir işgalin parçasıdır bu. Emperyalistlerin koruma kanatları altında Siyonist İsrail, Filistin’in önemli bir kısmını işgal ettikten sonra kutlu beldemiz Kudüs’ü de 1967 yılında esir etti.” diyen Karaca, herkesin Filistin halkının bu işgale karşı nasıl bir mücadele verdiğini çok iyi bildiğini; yükseltilen intifada ateşinin nasıl tutuşturulduğunu, minik elleriyle taş atan çocukların Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için kanatlanan birer meleğe nasıl dönüştüğünü yine herkesin çok iyi bildiğini söyledi sözlerini “Direnişin Filistin topraklarında nasıl boy verdiğini, Ahmed Yasinlerin, Abbas Musavilerin, Fethi Şikakilerin, Yahya Ayaşların, Abdülaziz Rantisilerin mücadeleyi nasıl omuzlayıp yükselttiğini herkes çok iyi biliyor.” diye sürdürdü.
Yeni bir Ortadoğu’nun şekillendirildiğini, bu süreçte yerel ve küresel zalimlerin makaslarına sıkışan İslam halklarının acılarının daha da arttığını vurgulayan Karaca sözlerini, “İslam dünyasının geleceğini vurmaya ayarlanmış NATO füze kalkanı Malatya’ya kuruldu. Maalesef Müslümanlar olarak katil NATO’nun füze kalkanına karşı yeterli muhalefeti
yapamadık. Namus ve şerefimize karşı, ümmetin geleceğine karşı konumlanan bu düşmanlığı topraklarımızdan söküp atamadık, ona izin veren iktidardan hesap soramadık!” diye sürdürdü ve “İncirlik’te Amerikan üssü, İzmir’de NATO kara karargâhı, Malatya’da füze kalkanı, sınırlarında NATO patriotları olan bir ülke kurtarılmayı bekleyen bir Kudüs değil midir, soruyoruz sizlere!” diye sordu.
Bir asra varan yasakçı ve yok sayıcı politikaların büyütüp ölüm ve acılarla bugüne getirdiği ve bugün Suriye’deki gelişmelerle birlikte daha büyük ve açık bir yaraya dönüşeceği görülen Kürt sorununun, kamusal hayatın birçok aşamasında sürdürülen başörtüsü yasağının, kölelik uygulaması asgari ücretin, işsizlik ve çaresizliklerin çözüm bekleyen Kudüslerimiz olduğuna vurgu yapan Emre Karaca, küresel 28 Şubatçıların Mısır’da darbeyle yeni bir terbiye operasyonu başlattıklarını söyledi ve “Zalim ve işbirlikçi darbeciler Adeviyye meydanında yüzlerce kardeşimizi katletti. Buna rağmen milyonlar Adeviyye meydanında, başka şehir ve kasabalarda darbeye direniyor. İnşallah bu direniş yeni bir doğumu beraberinde getirecektir. Dualarımız direnen kardeşlerimiz içindir. Direnişin devrimci bereketi inşallah müslümanlar ve bütün ezilenler için yeni yollar açacaktır.” dedi.
Yükseltilen fitne ateşinin Suriye’yi her geçen gün daha da yakıp ülkeyi paramparça ettiğini; geriye şehirleri talan edilmiş, geleceği elinden çalınmış, mezhepçilik tuzağına sürüklenmiş, tam manasıyla bir kargaşaya, kaosa teslim edilmiş bir ülke kaldığını dile getiren Emre Karaca, Suriye’ye, bölge ülkelerinden ve küresel güçlerden yapılan sevkiyatlarla yükseltilen iç savaşın bedelini Suriye halkının yüz binden fazla canla; sayısız mülteci ve baştan başa yıkılmış şehirleriyle ödediğini ve bu bedelin katlanarak büyüdüğünü sözlerine ekledi.
Eylem sırasında “Kudüs’ün Özgürlüğü Ümmetin Özgürlüğüdür – The Freedom of Quds is The Freedom of Ummah” pankartlarının yanı sıra “Mescid-i Aksa İşgal Altında Seyirci Kalma, Yaşasın Küresel İntifada, The Freedom of Quds is The Freedom of Ummah, Kahrolsun İsrail, Dünya Kudüs Günü, Katil ABD Ortadoğudan Defol” gibi dövizler taşındı ve “Kudüs Özgürlük Şiarımızdır, Yaşasın Küresel İntifada, Uyan Diren Özgürleş, Katil NATO Türkiye’den Defol, Katil NATO Ortadoğu’dan Defol, Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz, Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Müslümanlar Kardeştir, Mısır Halkı Yalnız Değildir, Kudüs Şehitlerin Kanıyla Özgürleşecek, Aksa Canımız Feda Olsun Kanımız” sloganları atıldı, tekbir getirildi. Eylem, Amerika ve İsrail bayraklarının ateşe verilmesiyle sona erdi.
Niksar’da Kudüs Gecesi Programı
TOKAD Niksar temsilciliğinde gerçekleştirilen Kudüs Gecesi programı iftarla başladı. İftarın ardından Ahmet Örs, Kudüs Gününün bireyden topluma ve evrensel ölçeğe yayılan çok boyutlu direniş teması üzerinde duran bir konuşma yaptı.
Haber: Mustafa Özeke
Tokat’ta Kudüs Günü münasebetiyle okunan basın açıklamasının tam metni ise şu şekilde:
Adil Bir Dünya İçin Özgür Kudüs’te Buluşalım!
Kudüs’ün Özgürlüğü Ümmetin Özgürlüğüdür!
Değerli Arkadaşlar
Yine bir Kudüs Gününde, küresel intifadanın parçası olmak isteyen sesimizle meydanlardayız. Kudüs’ün bizi ve bütün mustazafları dirilten çağrısıyla, coşkulu mücadelesiyle buluşmak için bir araya geldik.
Dostlar,
Kudüs’ün çağrısı dünyanın neresinde olunursa olunsun özgürlük ve adalete adanmış herkese yapılan bir çağrıdır.
Kudüs’ün çağrısı köleleştirilmiş zihinlerin, esir edilmiş yüreklerin ve yağmalanmış ülkelerin kurtuluşuna yapılmış bir çağrıdır.
Kudüs’ün çağrısı zincirlerinden kurtulmak isteyen Mescid-i Aksa’nın, Kâbe’nin özgürlüğüne yapılmış bir çağrıdır.
Arkadaşlar,
Kudüs 46 yıldır Siyonist çizmelerin işgali altında. Aslında yüzyıla varan bir işgalin parçasıdır bu. Emperyalistlerin koruma kanatları altında Siyonist İsrail, Filistin’in önemli bir kısmını işgal ettikten sonra kutlu beldemiz Kudüs’ü de 1967 yılında esir etti.
Herkes Filistin halkının bu işgale karşı nasıl bir mücadele verdiğini çok iyi biliyor. Yükseltilen intifada ateşinin nasıl tutuşturulduğunu, minik elleriyle taş atan çocukların Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için kanatlanan birer meleğe dönüştüğünü herkes çok iyi biliyor. Direnişin Filistin topraklarında nasıl boy verdiğini, Ahmed Yasinlerin, Abbas Musavilerin, Fethi Şikakilerin, Yahya Ayaşların, Abdülaziz Rantisilerin mücadeleyi nasıl omuzlayıp yükselttiğini herkes çok iyi biliyor.
Dostlar,
Kudüs’ün özgürlük mücadelesi bütün dünya Müslümanları için, bütün ezilen halklar için bir direniş mektebidir. Kudüs’ün özgürlük çağrısı dünyanın bütün egemenlerine karşı bir başkaldırı çağrısı, sönmeyen bir özgürlük meşalesidir. Biz de Kudüs’ün özgürlüğünün ne anlama geldiğini öğrendik, biz de bu mektebin birer talebesi olmaya azimliyiz! Bu mücadelenin Kudüs’te başlayıp Kudüs’te bitmediğini biliyoruz. Kudüs’te tutuşturulan ateşin hayatın bütün alanlarını kuşattığını görerek, yaşayarak öğrendik. O yüzden Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın özgürleşme çağrısı elimizde bir yol haritası olarak duruyor. Biz, o haritanın yolcusuyuz!
Bugün artık şunu kesin olarak biliyoruz ki kendimizi özgürleştirmeden Kudüs’ü özgürleştiremeyiz. Kendimizi tutsak eden prangalardan kurtulamadan Kudüs’ü özgürleştiremeyiz.
İşte hayatımız, ülkemiz ve dünyamız yerel ve küresel egemenlerinin tahakkümünde inim inim inliyor. Kapitalist tahakküm bireyleri tüketim köleleri yaparak iradelerini esir etmiş durumda! Sömürgeci kapitalist güçler ülkemizi, İslam dünyasını ve bir bütün halinde dünyayı acımasızca yağmalıyor. Bugün insanlık ve tabiat, tarihin gördüğü bu en büyük yağmayla karşı karşıyadır! Kapitalist güçler ormanlarımızı, tesislerimizi, emeğimizi talan ediyor. Çok uluslu şirketler tarımdan suya, petrolden sağlığa kadar hayatın her alanını ranta çevirmiş durumdalar. İktidarlar bu ranta zemin hazırlamakla meşguller.
Ey Kudüs yârenleri,
İslam coğrafyamızın bir yanı işgal altındayken bir yanı iç savaşlarda perişan oluyor!
İşte Afganistan! Batı kapitalizminin jandarması katil NATO Afganistan’da her gün onlarca kardeşimizi katlediyor. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanına mülteci göndermekten ıssızlaşan Afganistan…
İşte Irak! Zalim ve katil ABD’nin işgalinden bu yana 2 milyona yakın insanın öldürüldüğü, 5 milyondan fazla insanın göç etmek zorunda kaldığı, kadınların namuslarının ayaklar altına alındığı; çocukların yetim, kadınların dul kaldığı Irak… Baştan ayağa acıya teslim olmuş Irak! tutuşturulan mezhepçilik fitnesiyle her gün pazar yerlerinde, cenaze ve düğün törenlerinde canlı bombalarla onlarca evladını ölüme gönderen Irak…
Yemen’den Bahreyn’e uzanan, Arabistan’da kımıldayan isyan ve intifadaların kaynadığı coğrafyaların, zalimlerin ateş ve baskılarıyla boğuşan halkları!
İşte yanı başımızda her gün ölümün ve fitnenin daha çok yükseldiği Suriye… Yerel zalimlerle küresel zalimlerin kıskacına sıkıştırılan hayatlar… Yükseltilen fitne ateşi Suriye’yi her geçen gün daha da yakıyor, ülkeyi paramparça ediyor. Şehirleri talan edilmiş, geleceği elinden çalınmış, mezhepçilik tuzağına sürüklenmiş, tam manasıyla bir kargaşaya, kaosa teslim edilmiş bir ülke… Suriye’ye, bölge ülkelerinden ve küresel güçlerden yapılan sevkiyatlarla yükseltilen iç savaşın bedelini Suriye halkı yüz binden fazla canla; sayısız mülteci ve baştan başa yıkılmış şehirleriyle ödedi ve bu bedel katlanarak büyüyor.
Arkadaşlar,
İslam dünyasının geleceğini vurmaya ayarlanmış NATO füze kalkanı Malatya’ya kuruldu. Maalesef Müslümanlar olarak katil NATO’nun füze kalkanına karşı yeterli muhalefeti yapamadık. Namus ve şerefimize karşı, ümmetin geleceğine karşı konumlanan bu düşmanlığı topraklarımızdan söküp atamadık, ona izin veren, daha sonra da güney sınırlarını NATO patriotlarıyla donatıp memleketi NATO toprağı ilan eden iktidardan yeterince hesap soramadık! İncirlik’te Amerikan üssü, İzmir’de NATO kara karargâhı, Malatya’da füze kalkanı, sınırlarında NATO patriotları olan bir ülke kurtarılmayı bekleyen bir Kudüs değil midir, soruyoruz sizlere!
Somali’den Arakan’a, Çeçenistan’dan Keşmir’e sömürü ve işgallerin yok ettiği, zayıf düşürdüğü, insanlıktan çıkardığı hayatlar içimizi parçalıyor. Coğrafyalarımız kıvranırken insanlık her gün daha çok acı çekiyor.
Kıymetli Müslümanlar,
Küresel 28 Şubatçılar Mısır’da yeni bir terbiye operasyonu başlattı. İhvan üyesi Cumhurbaşkanı Mursi’yi darbeyle devirenler, kendi 28 Şubatımızdan da çok iyi bildiğimiz üzere, Mısır’da da müslümanları terbiye etmek ve küresel sistemin bir parçası yapmak istiyorlar. Zalim ve işbirlikçi darbeciler Adeviyye meydanında yüzlerce kardeşimizi katletti. Buna rağmen milyonlar Adeviyye meydanında, başka şehir ve kasabalarda darbeye direniyor. İnşallah bu direniş yeni bir doğumu beraberinde getirecektir. Dualarımız direnen kardeşlerimiz içindir. Direnişin devrimci bereketi inşallah müslümanlar ve bütün ezilenler için yeni yollar açacaktır.
Dostlar,
Bir asra varan yasakçı ve yok sayıcı politikaların büyütüp ölüm ve acılarla bugüne getirdiği ve bugün Suriye’deki gelişmelerle birlikte daha büyük ve açık bir yaraya dönüşeceği görülen Kürt sorunu, kamusal hayatın birçok aşamasında sürdürülen başörtüsü yasağı, kölelik uygulaması asgari ücret, işsizlik ve çaresizlikler, çözüm bekleyen Kudüslerimiz değil midir?
Arkadaşlar,
İslam dünyasında ve bütün yeryüzünde acı ve zulümler saymakla bitmiyor. Bugün Siyonist rejimin yıkım tehdidi altında yardım bekleyen Mescid-i Aksa’yı ancak bütün bu zulümleri, acıları topyekûn ortadan kaldırmaya niyetli bir direniş siyasetiyle kurtarabiliriz. Kendimizi ve hemen yanı başımızdaki Kudüsleri kurtarmadan, bizi kuşatan egemenlerin politikalarıyla hesaplaşmadan Kudüs’ü özgürleştirebilir miyiz? Elbette ki hayır! O zaman yapmamız gereken şey Kudüs’ün özgürlükle sembolleşen gücünden, intifadanın tecrübe ve adanmışlığından ilham alarak direniş seçeneğinde buluşmak, adalet ve özgürlük mücadelesini her alanda yükseltmektir!
Yâ Rabbî,
Kudüs’ün özgürlüğünü direnişimizin sembolü kıl!
Mescid-i Aksâ’yı Siyonistlerin, Mescid-i Harâm’ı zalimlerin elinden kurtarmayı bize nasip et!
Bizi yolunda kararlılıkla mücadele edenlerden eyle!
İslam coğrafyasındaki işgal ve katliamlara, işbirliklere karşı bize uyanıklık ve direniş bilinci nasip et!
Kardeş kavgasından bizi uzak tut, mezhepçilik fitnesini ateşleyenlere, ümmetin birliğini bozanlara
fırsat verme!
Bizi, yerel ve küresel zulümlere karşı bilinç ve adanmışlıkla yükselteceğimiz küresel intifadanın neferleri kıl!
İslam’ın bütün insanlığı kurtaracak çağrısını direnişimizle yükseltmeyi bize nasip eyle!
Tabiatı yağmalayan, insanı sömüren, ekini ve nesli ifsad eden kapitalist şirk güçlerine karşı bize bilinç ve mücadele azmi ver!
Büyük şeytan Amerika’yı, Siyonist İsrail’i ellerimizle kahret, insanlığı emperyalistlerin ifsadından kurtar!
Rabbimiz, bayrama ulaşmaya çalışan gözlerimizdeki sevinci Kudüs’ün ve insanlığın özgürlüğüne ulaşmayı amaçlayan sevinçle birleştir!
Bizi Kur’an’ın ve önderimiz Hz. Peygamber’in yolundan ayırma; ezilenlerin, yoksul ve çaresizlerin yardımcısı kıl!
Müslümanların vahdetini bozmak isteyen yerli ve küresel zalimlerin oyunlarını boşa çıkar!
Biz kendi varlığımızı senin yoluna, Kudüs’ün, İslam dünyasının ve bütün insanlığın özgürleşmesine adadık, bizden kabul buyur!
tokad
adına
Emre Karaca
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.