Kürt meselesi can yakmaya devam ediyor. Açılım süreciyle halkı çözüm için umutlandıran Ak Parti hükümeti attığı adımlardan gelen baskılar yüzünden ürkünce her şey birbirine karıştı.
PKK’nin ideolojisi ne olursa olsun dağda değil de düz ovada siyaset yapma talebi yerine getirilmeyince, Anayasa değişikliklerinde Kürt kimliğine dönük herhangi bir iyileştirme yapılmayınca, Kürtçe okullarda eğitim dili ya da seçmeli ders olmayınca, Kürt siyasetçilerin önemli bir kısmı KCK operasyonlarıyla hapse atılınca, taş atan çocuklar mahkeme kapılarına, hapishane koğuşlarına taşındıkça Kürt meselesi tırmanmaya devam etti ve korkulan şiddet yeniden egemenliğini kurmuş oldu.
Hükümetin cesaretsiz tavırları, yargıdaki derin Ergenekon direnişi karamsar günleri işaret ediyor. Sistemin zalim tutumu nasıl başörtülü kızlarımızı tehdit algılamasında en ön sıralarda tutuyorsa Kürt sorununu da çözümsüzlüğe mahkûm ediyor ve bu şekilde toplumsal travmayı pervasızca her taraftan besliyor.
Bu aşamada Müslümanlar artık inisiyatif almalı ve suskunlukları için özür dileyerek güçlü bir şekilde adalet çağrısı yapmalı ve bu fiili çağrısını kesintisiz olarak devam ettirmelidir. Hem devlete hem PKK’ye baskı yapmalı ve vicdani bir çözüm için toplumsal hareketlilik oluşturmalıdır.
tokad
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.