Türkiye NATO’dan ayrılsın! İncirlik, Kürecik, İzmir üsleri kapatılsın!

1

TOKAD’ın da bileşenlerinden olduğu EKEB (Emperyalizme ve NATO’ya karşı Eylem Birliği) Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını ve emperyalist üslerin kapatılmasını talep etmek, bölge ve dünyadaki emperyalist müdahaleleri gündemleştirmek için başlattığı aylık eylemlerin beşincisini Üsküdar İskelede gerçekleştirdi. Basın açıklamasını TOKAD İstanbul İl Temsilcisi Emre Karaca okudu.

Basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

TÜRKİYE NATO’DAN AYRILSIN, EMPERYALİST ÜSLER KAPATILSIN! – (EKEB, AYLIK 5. EYLEM)

Emperyalizme ve NATO’ya karşı Eylem Birliği (EKEB) olarak Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını ve ülkemizdeki emperyalist üslerin kapatılmasını talep etmek, bölgemizdeki ve dünyadaki emperyalist müdahaleleri gündemleştirmek için başlattığımız aylık eylemlerin beşincisiyle yine bir aradayız.

Ülkemizdeki NATO varlığı maalesef normal bir durum olarak algılanıyor. ABD üslerini ise neredeyse hatırlatan yok. Hâlbuki emperyalist güçler bu topraklardaki varlıklarını aşama aşama, zamana yayarak, kanıksatarak ikâme ettiler. Ortadoğu ülkelerini ellerinde tutmak, bölge halklarının iradelerine ipotek koymak için planlı bir çalışma yürüttüler.

Emperyalist güçlerin ülkemizde devam eden varlıkları herhangi bir bağımsız politikanın önünü kesmeyi; halkların antiemperyalist yönelişlerini en başından boğup yok etmeyi amaçlamaktadır. Küresel vesayet düzenine karşı hem Türkiye’den, hem de başka bir bölgeden yükselecek muhalefetlere karşı NATO ve ABD üsleri topraklarımızda hazır bekletilmektedir.

Bizim temel önceliğimiz işte bu varlığa, fitne-fesat yuvası olan bu üslere karşı çıkmak olmalıdır. Afganistan’da yıllardır köyleri, düğün evlerini, masum insanları bombalayıp duran NATO’da yer almayı nasıl kabul edebiliriz! Irak’ta 1,5 milyondan fazla insanın katili olan ABD işgaline lojistik destek sağlayan İncirlik Amerikan üssünü nasıl görmezden gelebiliriz? Son dönem iç siyasetinde iktidarın küresel komplo iddialarına İncirlik ve Kürecik üsleri yerlerinde öylece dururken nasıl inanabiliriz?

4 Nisan 1949’da batı kapitalizminin jandarması olarak kurulan NATO’nun yıldönümündeyiz. Katil NATO, 65 yıldır halkların tepesinde! 65 yıldır kapitalizmin küresel yağma ve sömürü politikalarını koruyup kolluyor, bunun için de bizim evlatlarımızı da jandarması yapmak istiyor. Ülkemizi bir saldırı üssüne, füze rampasına çevirmek istiyor!

İşte biz bu terörist güce izin vermemekte, onu bu topraklardan söküp atmakta kararlıyız. NATO İzmir Kara Karargâhında yapılan planlarla Libya operasyonunda yer almayı biz asla kabul etmiyoruz! İncirlik’in, Amerika’nın Ortadoğu entrikalarına ev sahipliği yapmasını kabul etmiyoruz! Malatya Kürecik’e kurulan radarın komşu halklarımızın geleceğini gözetim altına almasını, İsrail’i korumasını şiddetle reddediyoruz! Türkiye’nin Afganistan’ı işgal eden NATO gücüne asker vermesini onursuzluk olarak görüyoruz.

Bugün emperyalizm, jandarması NATO nezaretinde kapitalist işleyiş olarak ülkemizi de esir almış durumdadır. Küresel sermaye, bankaların %85’ini ele geçirmiş durumda. 1980 yılında alınan 24 Ocak kararlarından bugüne her geçen yıl artarak finans güzergâhına dönen ülkemizdeki yağma had safhaya varmış durumda! Küresel kapitalizme karakolluk yapan yönetimlerin kırbacı olarak varlığını anlamlandıran NATO’yla, emperyalist üslerle işte bu yüzden de hesaplaşmak kaçınılmazdır.

Bu gerçeklikle yüzleşmeden, iç siyasetteki çekişmeleri, iktidar partisi AKP’nin özellikle seçim sürecinde sıkça yaptığı gibi “Siyonist komplo, dış müdahale” olarak açıklamak bir yerden sonra iyice anlamsızlaşacak ve karşılıksız kalacaktır. Bu kuşatılmışlığın müttefikliğini yapıp bu iddiaları dillendirmek insanlarla açıkça alay etmektir.

Beşinci eylemimiz vesilesiyle tarihin en uzun ablukasını yaşayan Gazze’yle dayanışma içinde olduğumuzu, Siyonist İsrail’e karşı Filistin halkının yanında durduğumuzu bir kez daha deklare ediyoruz. Son olarak Ukrayna üzerinden kapışan küresel güçlerin yeni felaket bölgeleri oluşturduklarını, halkları bir kez daha hiçe sayıp ateşe attıklarını görüyoruz.

Suriye’deki iç savaş, Suriyeli muhalifler tarafından kurulan ve ‘geçici hükümet’ olarak adlandırılan yapının başındaki Ahmed Tuma’nın da ifade ettiği gibi batılı emperyalist güçlerin kontrolünde yönlendirilmektedir ve bize göre de ülkeyi uzun vadeye yayılan bir yıkıma sürüklüyor. Türkiye’nin Suriye politikaları, iç savaşın her geçen gün daha çok derinleşmesine hizmet ettiği artık hükümet yetkililerinin de kabul ettiği ortam dinlemeleriyle kendini ele vermiş durumda. Kamuoyunda, devletin mahrem görüşmelerinin dinlenmesine yönelik tepkiler öne çıksa da, bundan daha fazla tepkiyi hak eden şey, bir yanıltma harekâtıyla ülkemizin savaşa sürüklenmesinin bir seçenek olarak konuşulmasıdır. Türkiye olarak Suriye ile savaşta olduğumuzu ilan eden başbakanın açıklamasının gerekçelerini ve Suriye’deki kimyasal silah kullanımıyla ilgili olarak Türkiye’nin rolünü tartışan iddialar hakkında iktidarın halkımıza açıklama yapma mecburiyeti vardır.

Bu vesileyle çağrımızı yineliyoruz:

Emperyalizm düşman halklar kardeştir! Türkiye NATO’dan ayrılsın! İncirlik, Kürecik, İzmir üsleri kapatılsın!

EKEB

[Emperyalizme ve NATO’ya Karşı Eylem Birliği]

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın