Dersane çekişmesi, toplumsal adaletsizliklerin ve ilkesizliklerin üzerini örtemez!

dersane

Hükümetle Gülen cemaati arasında süren dersane gerilimi Türkiye’nin temel problemlerini bir kez daha açığa çıkarmıştır.

Şunu baştan belirtmeliyiz ki dersanelerin kapatılmasını savunan hükümetin tavrı ilkesel değildir. Hükümet, Gülen cemaatiyle yaşadığı iktidar savaşında rakibini sıkıştırmak için cemaatin en önemli insan kaynağını hedef almış, onu yumuşak karnından vurmak istemiştir.

Dersanelerin halka ek maliyet yüklediğini ileri süren hükümetin söylemleri, savunup uygulayageldiği politikalarla tezat teşkil etmektedir. Eğitimin piyasalaşma sürecini hızlandıran hükümetin “Okullar varken ek maliyet üreten dersanelere ne gerek var?” demesi açık tutarsızlıktır. Hem kapatılan dersanelerin özel okul olmasını savunmak; hem her tarafa pıtrak gibi özel üniversite, özel ilk ve ortaöğretim kurumlarını açan bir sistem inşa etmek bu tutarsızlığın somut kanıtlarıdır.

Biz TOKAD olarak dersanelerin varlığını öteden beri toplumsal eşitsizliklerin açık bir kanıtı, sistemin adaletsiz yapısının bir göstergesi olarak görmekteyiz. Acımasız rekabetçi kapitalist politikaların ağındaki halka seçim fırsatı tanımayan sistemi sürdürenlerin meselenin özüne dokunmadan iktidar çekişmesinin bir malzemesi olarak dersaneleri tartışmaya açması gerçeklerin üzerini örtmekten başka bir şey değildir.

Öncelikle, dersane çelişkisini üreten adaletsiz sistem tartışılmalıdır. Toplumsal sınıflar arasındaki uçurumlar her geçen gün derinleşmektedir. Zorunlu eğitim dayatması ve merkezi sınav faşizmi sürmekte, eğitimin temel karakteri kapitalist anlayışa göre düzenlenmekte, sermayenin taleplerine uygun bir biçimde hakikatten kopuk kuşaklar fabrikasyon mantığı çerçevesinde üretilmektedir. Dolayısıyla sorun çok daha derinlerde, bir iktidar çekişmesinden başka bir noktadadır.

Meselenin Türkiye siyaseti açısından bir başka yönü de şudur: İktidarın farklı toplumsal çevreleri dize getirme maksadıyla biçimlediği dayatmacılık, geleceğe ilişkin olarak verdiği sinyaller bakımından endişe vericidir.

Gülen cemaatinin de dersane savaşında iktidarı köşeye sıkıştırmak arzusuyla başta Kürt sorunu olmak üzere ülkenin temel sorunlarını gündeme getiriş tarzındaki pragmatik dili son derece yanlıştır; iddia ettikleri hayır hasenat ekseninden fazlasıyla uzaktır. Bu tavır ilkesel olmayan duruşların sağlıklı siyasetler üretemeyeceğinin bir başka delili olarak görülmelidir.

Dersaneler, günümüzde tümüyle yerel ve küresel sermayeye adam devşirmeye koşullanmış eğitim sisteminin bir parçası olarak onunla birlikte yok olmalıdır ancak ruhu ve mantığı başka kalıp ve içeriklerle sürdükten sonra siyasal çekişmelerin bir uzantısı olarak yasaklanmasının bir anlamı olmayacak; bu tutum yeni ekonomik ve sosyal sorunlardan başka bir şeye sebebiyet vermeyecektir.

TOKAD

[Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği]

TOKAD_LOGO

1 yorum

  1. Değerli Tokadlı kardeşlerim .Her ne kadar sizce hükümet bu konuda ilkesiz olsa da attığı bu adımı olumlu bulanlardanım. Bizler temelde eğitimin sağlığın güvenliğin ulaşımın Elektrik ve suyun halka parayla satılmasına karşı olan insanlarız. Cemaatin ve ürettiği her şeyin bu toplumu eğemenlere kul köle ettiğini ve bir an önce bu oluşumun dağıtılması gerektiğini düşünenlerdenim…

Bir yanıt bırakın