Asgari Ücret Köleliktir, Kölelik Düzenine Son!

ASGARİ ÜCRET KÖLELİKTİR, KÖLELİK DÜZENİNE SON!

EN BÜYÜK YOLSUZLUK ASGARİ ÜCRETTİR!

HAKÇA BÖLÜŞÜM, ADİL PAYLAŞIM!

EĞİTİM İLKE-SEN ve TOKAD, 2014’ün ilk gününde İstanbul’da, Eminönü Meydanında gerçekleştirdikleri bir eylemle asgari ücret uygulamasını protesto etti.

Eylemde basın açıklamasını Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Ahmet Örs okudu. Konuşmasına, “Yıllar değişiyor ama emekçilerin, ezilenlerin kaderi değişmiyor.” diye başlayan Örs, her sene halkın önünde bir oyun oynandığını, iktidar ve sermaye çevrelerinin asgari ücrete yaptıkları 40-45 liralık zammı bir fedakârlık olarak sunduklarını belirtti.

TÜİK’in en düşük asgari ücretin 1205 lira olması gerektiğini söyleyen açıklamasına rağmen asgari ücretin açlık sınırının çok altında belirlenmeye devam ettiğini söyleyen Ahmet Örs, 20 milyona yakın insanın asgari ücreti bölüşerek yaşamaya çalıştığını söyledi ve “Kölelik, yoksulluk, kötücül bir miras olarak yeni nesillere devrediliyor.” diye konuştu.

Yolsuzluk iddia ve operasyonları hakkında konuşan Örs, rant ve yağmanın had safhaya çıktığını, kaynağı belirsiz paraların ortaya saçıldığını, yolsuzluk iddiaları karşısında bakanların peşi sıra istifa ettiğini ancak asgari ücret söz konusu olunca iktidar ve sermaye çevrelerinin hemen safları sıklaştırdığını söyledi ve “Şunu çok iyi biliyoruz ki en büyük yolsuzluk asgari ücrettir! En büyük hırsızlık asgari ücrettir! En büyük zulüm asgari ücrettir! Biz bunu böyle görüyor ve böyle söylüyoruz. Rabbimiz adaleti emrederken asgari ücret uygulaması adalete açılmış bir savaştır, açık sömürüdür; kölelik düzeninin, kapitalizme yapılan kulluğun açık göstergesidir!” dedi.

Taşeron sistemine, işçi ölümlerine de değinen Örs, “Rabbimiz adil bir dünya kurmamızı; rekabet yerine dayanışma içinde olmamızı istiyor. Bütün insanlık için yarattığı nimetleri eşit ve adil bir şekilde bölüşmemizi emrediyor. Kapitalizmin ifsadına karşı çıkarak; hakça bölüşümü, adil paylaşımı savunarak bu dünyanın kapısını aralayabiliriz. Zulüm ve ifsad düzenlerini bu çelişkilerden yola çıkarak ifşa edebiliriz.” dedi ve açıklamasını “Şüphesiz ki Allah, zulme karşı duranların, adaleti ayakta tutanların yanında olacaktır!” diyerek bitirdi.

Eylem boyunca “Asgari Ücret Değil Hakça Bölüşüm Adil Paylaşım, Asgari Ücret Köleliktir Kölelik Düzenine Son” pankartları ve “Açlık Sınırı 1100 Asgari Ücret 846 Lira, 850 Lirayla Siz Geçinin Ey Bakanlar Ey Patronlar, Kapitalizme Kul Olma, Asgari Ücret Azami Köleliktir” gibi dövizler taşınırken “Yıllar Geçiyor, Sömürü Bitmiyor, Kahrolsun Kapitalist Yağma Düzeni, Asgari Ücret Köleliktir, Allah Adaleti Emreder, Hakça Bölüşüm, Adil Paylaşım” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Haber: Emre Karaca

Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

ASGARİ ÜCRET KÖLELİKTİR, KÖLELİK DÜZENİNE SON!                  

Bugün yeni yılın ilk günü. Yıllar değişiyor ama emekçilerin, ezilenlerin kaderi değişmiyor. Bugün yine kölelik düzeninin asgari ücret uygulamasını protesto etmek için meydanlardayız.

Her sene bir tiyatro oynanıyor. İktidar sahipleriyle iş çevrelerinin ağırlıkta olduğu bir komisyon toplanıyor ve emekçilere “Ölmeyecek kadar ne verelim?” diye bir müddet tartışıyorlar. En nihayetinde 40-50 liralık bir rakam belirleyerek utanmadan kamuoyuna “Büyük fedakârlık yaparak asgari ücrette önemli bir artış yaptık!” diye sunuyorlar. Emekçilerin alın teriyle semiren kapitalist yağma düzeninin sahipleri işte bu oyunu her sene yoksul halkımızın önünde oynuyor, onlarla alay ediyorlar.

Devlet kurumu olan TÜİK, en düşük ücretin 1205 lira olması gerektiğini söylüyor. Buna rağmen aynı devletin yetkilileri emekçileri köle olarak çalıştırmada, yaşatmada ısrarlı davranmaya devam ediyor. Sermayeye hizmette kusur etmeyen iktidar bakanlarının “Asgari ücret 1000 lira olursa batarız!”, “800 liraya geçinilir; ekmeğin fiyatı belli, peynirin fiyatı belli!” sözleri hafızamızdaki yerini koruyor.

Yoksulluk sınırının 3000, açlık sınırının 1200 lira olduğu bir zamanda 6 milyondan fazla asgari ücretliye 846 lira verilmesi utanç vericidir, insanlığa karşı açık suç işlemektir. Şunu unutmayalım ki asgari ücretliye verilen 846 lirayı 20 milyona yakın insan bölüşüyor. Art arda yağmur gibi gelen zamlar zaten asgari ücretliye verilecek 43 lirayı şimdiden fazlasıyla geri alıyor. Ayakta durmaya çalışan aileler oyun çağındaki çocuklarını birkaç yüz liraya bambaşka kölelik koşullarında çalıştırmak zorunda kalıyor. Kölelik, yoksulluk, kötücül bir miras olarak yeni nesillere devrediliyor.

Emekçilere köleliği dayatan egemen çevrelerin içine düştüğü bataklık bugün türlü vesilelerle deşifre oluyor. Şehirlerin, tabiatın, hayatın fütursuzca yağmalandığı; rant ve talanın zirve yaptığı zamanlardayız. İhalelerin, peşkeşin bini bir para! Kaydı olmayan milyon dolarlar ayakkabı kutularından çıkıp ortalık yere saçılmış, bakanlar peşi sıra istifa etmiş, hırsızlık iddiaları ayyuka çıkmış ve emekçilerin, yoksulların, köylülerin alın teri, geleceği türlü vesilelerle yağmalanmış durumda! Soygunun normalleştiği bir vasatta işçiler söz konusu olduğunda sermaye ve iktidar çevreleri hemen safları sıklaştırıyor ve asgari ücreti açlık sınırının çok altında tutmaya devam ediyorlar!

Şunu çok iyi biliyoruz ki en büyük yolsuzluk asgari ücrettir! En büyük hırsızlık asgari ücrettir! En büyük zulüm asgari ücrettir! Biz bunu böyle görüyor ve böyle söylüyoruz. Rabbimiz adaleti emrederken asgari ücret uygulaması adalete açılmış bir savaştır, açık sömürüdür; kölelik düzeninin, kapitalizme yapılan kulluğun açık göstergesidir!

Kapitalist ifsat rejiminde emekçiler taşeronlaştırmanın bedelini her geçen gün daha fazla ödüyorlar! Rekabetçi piyasaya iş cinayetlerinde her yıl binden fazla kurban veriyorlar! Hayatta kalanlarının kimi asgari ücret sömürüsünde, kimi onun da aşağısında çalışıyor. Emekçilerin çocukları büyüyen ekonomi masallarına kanarak rüyaya dalmıyorlar! Onlar mevsimlik tarım işlerinde, boya sandıklarının başında, atölyelerde büyüyor ve çalınan çocukluklarına, gençliklerine hayıflanarak köleci Firavun ve Ebu Cehil düzenine başkaldıracak bir Musa, bir Muhammed bekliyorlar!

Rabbimiz adil bir dünya kurmamızı; rekabet yerine dayanışma içinde olmamızı istiyor. Bütün insanlık için yarattığı nimetleri eşit ve adil bir şekilde bölüşmemizi emrediyor.

Kapitalizmin ifsadına karşı çıkarak; hakça bölüşümü, adil paylaşımı savunarak bu dünyanın kapısını aralayabiliriz. Zulüm ve ifsad düzenlerini bu çelişkilerden yola çıkarak ifşa edebiliriz.

Şüphesiz ki Allah, zulme karşı duranların, adaleti ayakta tutanların yanında olacaktır.

EĞİTİM İLKE-SEN & TOKAD   

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın