İlk duruşma yarın yapılacak…
12 Eylülle hesaplaşma muhabbetlerine gömüldüğümüzde aklıma hep Pinochet gelir. Kenan Evren’in Şili’deki benzeri…
12 Eylülün halka yaşattığı acılar, Evren ve Pinochet gibi darbecilerin zalimlikleri, hepsi bir bütün halinde her türlü laneti hak ediyor.
Peki, 12 Eylül yargılamaları neden bizi mutlu edemiyor, neden içimizde hep bir burukluk…
12 Eylül, en başta, yükselen devrimci sol hareketleri bastırdı, bütün arızalarıyla birlikte yükselen sol hareketleri; bir de İran devriminin de etkisiyle yeşeren İslami hareketleri…
Kapitalizm tehdit altında hissediyordu kendini, soğuk savaş dünyayı bölmüştü. Neoliberal kapitalist proje İngiltere’den Tayland’a, Güney Afrika’dan Türkiye’ye kadar bütün dünyada start almıştı. Koalisyon hükümetlerinin beceriksizliğiyle devrimci hareketlerin kıskacı altında kalmış Türkiye’de neoliberal kapitalist proje yasalaştırılamayacaktı elbette. 24 Ocak kararları adam gibi uygulanamayacaktı. Batı’nın çocukları bu işi “başarmalıydı”.
24 Ocak kararlarının altına imza atan muhafazakâr “hacı” Özal, Demirel hükümetini alt eden darbecilerin hükümetinde yardımcı olarak 24 Ocak kararlarını 12 Eylülün huzur ve güven ortamında uygulamaya devam etti. Kenan Evren darbeyi kim için yapmış oldu?
Özal’ın darbecilerle kol kola çıktığı çılgın neoliberal politikaların diğer ucunda Erdoğan var. Kim, kiminle hesaplaşıyor? Pinochet’yi kim yargılıyor.
Darbe günlerinde kapitalistler için başka yol yoktu ancak şimdi başka yollar var, “rızaya dayalı sömürü”ler gibi…
12 Eylülün muhalefetsiz kurduğu kapitalist ülke, Türk-İslam senteziyle bunu sağlama aldı. Bugünkü siyasal görüntü bunun olgunlaşmış fotoğrafı değil midir?
Neoiberal kapitalist dönüşüm liberal temellerinin her türlü iddialarının aksine darbecilerin faşizmini mündemiçtir. Yerine göre doğrudan yerine göre farklı araçlar eliyle dolaylı olarak…
Bugün 12 Eylül şiddetini yargılayan siyasal iradenin büyük güçlerle dünyadaki katliamlardaki işbirliklerini; Irak, Afganistan, Libya işgallerindeki rolünü unutabilir miyiz?
Yerel darbecileri yargılama tiyatrosu küresel darbecilerle birlikte saf tutulunca sadece sırıtıyor.
Bugün sahipsiz kalan darbecileri yargılayanların yarın kim tarafından hangi muameleye tabi tutulacağı belli midir? Araçsallıklarını ne zaman fark edecekler?
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.