Tokat Filistin Dostları, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılara karşı sorumluluk çağrısı yaparken, Lice’de öldürülen Ceylan Önkol’u, İsrail’le devam eden ilişkileri ve Kasım’da tatbikat için Konya’ya gelecek Siyonist pilotları gündeme taşıdı
Siyonist fanatiklerin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarının yoğunlaşması üzerine Tokat Filistin Dostları’nın inisiyatifiyle Yeraltı Çarşısı’nın üzerinde gerçekleştirilen eylemde Filistin halkıyla dayanışma mesajı verilirken, Diyarbakır Lice’de havan topuyla öldürülen Ceylan Özkol için sessiz kalmama çağrısı yapıldı. Yeni Asya’da İbrahim Özdabak imzasıyla yayınlanan “Yavru Ceylan” karikatürleriyle “Sessiz kalma” mesajları verilen eylem, İntifada marşlarıyla başladı. Eylemde platform adına basın açıklamasını Sevil Ceyhan okurken, Siyonist ürünlerin alınmaması, halktan alınan vergilerin Siyonist firmalara silah parası olarak ihale edilmesine sessiz kalınmaması ve 2-13 Kasım tarihleri arası Konya’ya tatbikat için gelecek israil işgal güçlerine ait uçaklara karşı kamuoyu baskısı oluşturulması çağrıları yapılırken, “Mescid-i Aksa bizi çağırıyor. Peki, biz kendi coğrafyamızı özgürleştirmeden, haksızlıklara son verecek bir diriliş ve zulme karşı direniş ortaya koymadan Kudüs’ün özgürlüğünü gerçekleştirebilir miyiz?” denildi. Hükümet’e de “Şayet hem Filistin’i savunup hem de aynı anda israil’i memnun edebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Artık safınızı netleştirin!” mesajı gönderildi.
Mescid-i Aksa için çağrı
Tokat Filistin Dostları tarafından düzenlenen eylemde açıklamayı okuyan Sevil Ceyhan, Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılara şu ifadelerle dikkat çekti: “Filistin halkı, topraklarının ortasından acı bir çizgi olarak geçen duvarla kendi evinde mahpus hale getiriliyor. Kuşatma ve ambargo altındaki Gazze’de can kayıpları devam ediyor. İşgal yönetimi ise Kudüs’te Müslüman kimliğin izlerini silmek için her türlü gayreti gösteriyor… Filistinli kardeşlerimiz ise işgale ve katliamlara rağmen Mescid-i Aksa’mızı korumak için canlarını ortaya koyarak direnmeye devam ediyor. Yerel ve küresel egemen güçlerin, Birleşmiş Milletler, İslam Konferansı Örgütü, Avrupa ya da Arap Birliği gibi kurumların kayıtsızlığına ve çıkarcı politikalarına rağmen teslim olmuyor, direnişten vazgeçmiyor ve Mescid-i Aksa’yı gerekirse çıplak elleriyle savunacaklarını ilan ediyorlar… Kardeşlerimiz sadece Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü ya da Filistin’i korumakla kalmıyor, İntifada’yla aynı zamanda ümmetin onurunu, iffetini, namusunu, umudunu ve geleceğini de savunuyor. Bu direniş örnekliğini kendi yerelimizde diriltemediğimiz takdirde zilletin bizden pek de uzak kalmayacağını anlatmaya çalışıyor. Hâlâ ibret almayacak mıyız?”
Ceylanların ölmemesi için ayağa kalkın!
“Türkiye’de kendi sorunlarını sahiplenemeyen, kendi İntifadasını gerçekleştiremeyen Müslümanlar, Filistin’i ne kadar savunabilir?” denilen eylemde Ceylan Özkol’un öldürülmesine ilişkin kayıtsızlığa son verilmesi çağrısı yapıldı. Ceyhan, konuyla ilgili olarak Müslüman kamuoyuna seslenerek “Diyarbakır Lice’de havan topuyla öldürüldüğü iddia edilen küçük kardeşimiz Ceylan Özkol’un hesabını sormadan, kendi bölgesindeki tüm çocukların hayat hakkını savunup dağlarda okul harçlığı için çobanlık yapan başka Ceylanların ölmemesi için ayağa kalkmadan, Kudüs’te yeni Muhammed Durra’ların, Ahmed Yusuf Musa’ların, Gazze’de İman el-Hams’ların ve daha nice binlerce çocuğun katledilmesini nasıl engelleyebiliriz? Ceylan bizim kızımız, Muhammed Durra bizim oğlumuz değil mi? Birini savunmadan, diğerini nasıl koruyabiliriz? Düşünün ki Amerika’nın zengin bir şehrinden kalkıp işgal ve yoksulluk içindeki Gazze’ye gelen Rachel Corrie adlı genç bir kız, Filistinliler için bedenini siper ederken, biz ne kendi çocuklarımızı ne de Filistinli çocukları korumak için tek bir adım atamıyoruz! Bu kayıtsızlıkla, ilgisizlikle ve tepkisizlikle nereye kadar?” dedi.
Katil uçaklar, Konya’ya gelmesin!
Basın açıklamasında Konya’da Kasım ayında yapılması planlanan tatbikata karşı kamuoyu oluşturulması çağrısı yapıldı: “Filistinli kardeşlerimizden helallik isterken borçlu kalmamak için önümüzde acilen yerine getirmemiz gereken bir sorumluluk var: 2008’de Konya’da tatbikat yapıp sonra da Gazze’ye bomba yağdıran katil uçaklar, 2-13 Kasım tarihleri arası bir kez daha geliyorlar. Genelkurmay’ı ve resmi olarak bağlı bulunduğu Hükümet’i bu tatbikatın gerçekleşmesinden vazgeçirmek için kamuoyu baskısı oluşturmamız şart. Bunun için yalnızca Konya’dan değil, Türkiye’nin tüm şehirlerinden yükselecek seslere ihtiyacımız var. Gelin, bu çağrıya ses verin ve hep birlikte “Katil israil, Konya’dan defol” diyelim! Tokat Filistin Dostları olarak AK Parti Hükümeti’ne sesleniyoruz: Davos sonrası süreçte korsan devlet israil’i ve Siyonist lobileri memnun etmek için attığınız adımları dikkatle izliyoruz. Oysa ki sahne önünde gösterdiğiniz haklı performansın sahne arkasında da devam etmesi gerekmez miydi? Şayet hem Filistin’i savunup hem de aynı anda israil’i memnun edebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Artık safınızı netleştirin! Ve bir kez daha deklare ediyoruz ki; Filistin halkının reel-politiğe kurban edilmesine kesinlikle razı değiliz ve coğrafyamızdaki güç dengelerinin halkların lehine bozmak ve özgür bir geleceği mümkün kılmak için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”
Kudüs’ün özgürlüğü için dua
Platform adına okunan açıklamanın ardından İHH Tokat Gönüllüsü Doğan Özlük, Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün, Filistin’in ve ümmetin özgürleşmesi için dua yaptırdı. Duaya çevreden de geniş bir katılım gerçekleşirken, eylem boyunca sık sık “Katil israil, Filistin’den defol!”, “Hükümet israil’le ilişkiye kes!”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Katil uçaklar, Konya’dan defol!” şeklinde sloganlar attılar. “Katil uçakları Konya’dan, Büyükelçiliği Ankara’dan, Konsolosluğu İstanbul’dan kovmak için daha ne bekliyorsunuz?” yazılı pankartla birlikte “Mescid-i Aksa işgal altında! Seyirci kalma!”, “Katil israil pilotları Konya’dan kovulsun!”, “Direnen Filistin kazanacak!”, “Filistin halkı yalnız değildir!” dövizleri taşındı.
Basın açıklamasının tam metni:
Değerli basın mensupları, Filistin’in Tokatlı Dostları,
Rabbimizin “çevresini mübarek kıldığımız” diye buyurduğu ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik Siyonist işgalcilerin saldırıları günden güne artıyor.
Filistin halkı, topraklarının ortasından acı bir çizgi olarak geçen duvarla kendi evinde mahpus hale getiriliyor. Kuşatma ve ambargo altındaki Gazze’de can kayıpları devam ediyor. İşgal yönetimi ise Kudüs’te Müslüman kimliğin izlerini silmek için her türlü gayreti gösteriyor. 1948’ten beri her gün yeni bir yerleşim yeri açılırken, buralara yerleştirilen fanatik işgalciler de Mescid-i Aksa’yı ele geçirmek için adım adım tatbikat yapıyor. Filistinli kardeşlerimiz ise işgale ve katliamlara rağmen Mescid-i Aksa’mızı korumak için canlarını ortaya koyarak direnmeye devam ediyor.
Şu anda Mescid-i Aksa’nın altına açılan tünellerle yıkılması ve kendilerine mekân açılması için faaliyet gösteren birçok Siyonist örgüt mevcut. Bu örgütler diğer yandan da Siyonist ordusunun ve polisinin koruma çemberi altında Mescid-i Aksa’ya baskınlarını yoğunlaştırıyor. Filistin halkı ise yerel ve küresel egemen güçlerin, Birleşmiş Milletler, İslam Konferansı Örgütü, Avrupa ya da Arap Birliği gibi kurumların kayıtsızlığına ve çıkarcı politikalarına rağmen teslim olmuyor, direnişten vazgeçmiyor ve Mescid-i Aksa’yı gerekirse çıplak elleriyle savunacaklarını ilan ediyorlar.
Filistin halkının tüm imkânsızlıklara rağmen sergilediği bu onurlu duruş, hepimiz için ibret verici bir örnekliktir. Kardeşlerimiz sadece Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü ya da Filistin’i korumakla kalmıyor, İntifada’yla aynı zamanda ümmetin onurunu, iffetini, namusunu, umudunu ve geleceğini de savunuyor. Bu direniş örnekliğini kendi yerelimizde diriltemediğimiz takdirde zilletin bizden pek de uzak kalmayacağını anlatmaya çalışıyor. Hâlâ ibret almayacak mıyız?
Tokat’ın ve Türkiye’nin duyarlı halkı
İyi bilinsin ki Mescid-i Aksa, sadece Filistinlilerin değil hepimizin ortak mirasıdır ve bu mirası ayakta tutmak hepimizin boynuna borçtur. Lakin Türkiye’de kendi sorunlarını sahiplenemeyen, kendi İntifadasını gerçekleştiremeyen Müslümanlar, Filistin’i ne kadar savunabilir?
Siyonist firmalar Tokat’a kadar gelmişken, sadece ürünleriyle değil alışveriş merkezi gibi projeleriyle ekonomik rant peşinde rahatça koşabilirken ve biz kendi paramızla işgallere ve katliamlara ortak olurken, Filistin nasıl kurtulabilir?
Türkiye’nin Müslüman insanları, Diyarbakır Lice’de havan topuyla öldürüldüğü iddia edilen küçük kardeşimiz Ceylan Özkol’un hesabını sormadan, kendi bölgesindeki tüm çocukların hayat hakkını savunup dağlarda okul harçlığı için çobanlık yapan başka Ceylanların ölmemesi için ayağa kalkmadan, Kudüs’te yeni Muhammed Durra’ların, Ahmed Yusuf Musa’ların, Gazze’de İman el-Hams’ların ve daha nice binlerce çocuğun katledilmesini nasıl engelleyebiliriz? Ceylan bizim kızımız, Muhammed Durra bizim oğlumuz değil mi? Birini savunmadan, diğerini nasıl koruyabiliriz?
Düşünün ki Amerika’nın zengin bir şehrinden kalkıp işgal ve yoksulluk içindeki Gazze’ye gelen Rachel Corrie adlı genç bir kız, Filistinliler için bedenini siper ederken, biz ne kendi çocuklarımızı ne de Filistinli çocukları korumak için tek bir adım atamıyoruz! Bu kayıtsızlıkla, ilgisizlikle ve tepkisizlikle nereye kadar?
Tokat’ın vicdan sahibi insanları!
Kudüs’ten yükselen feryada kulak verin. Filistin halkı bizi bekliyor. Mescid-i Aksa bizi çağırıyor. Peki, biz kendi coğrafyamızı özgürleştirmeden, haksızlıklara son verecek bir diriliş ve zulme karşı direniş ortaya koymadan Kudüs’ün özgürlüğünü gerçekleştirebilir miyiz? O halde vakit, harekete geçme vaktidir!
Davos’ta “One Minute” deyip peşinden halktan alınan vergilerin Siyonist firmalara silah parası olarak ihale edilmesine sessiz kalırsak;
İsrail, Türkiye ve ABD’nin Akdeniz’de ortaklaşa tatbikat yapmasına tepki göstermezsek,
Siyonist güçlerin nükleer silahlarının kınanması için 18 yıl aradan sonra karar verileceği bir sırada Türkiyeli yetkililerin salonu terk etmesinin hesabını soramazsak,
Filistin halkına vefa borcumuzu ödemeye gönderdiğimiz yardımlar yeter mi zannediyorsunuz? Yanılıyorsunuz!
Filistinli kardeşlerimizden helallik isterken borçlu kalmamak için önümüzde acilen yerine getirmemiz gereken bir sorumluluk var:
2008’de Konya’da tatbikat yapıp sonra da Gazze’ye bomba yağdıran katil uçaklar, 2-13 Kasım tarihleri arası bir kez daha geliyorlar. Genelkurmay’ı ve resmi olarak bağlı bulunduğu Hükümet’i bu tatbikatın gerçekleşmesinden vazgeçirmek için kamuoyu baskısı oluşturmamız şart. Bunun için yalnızca Konya’dan değil, Türkiye’nin tüm şehirlerinden yükselecek seslere ihtiyacımız var. Gelin, bu çağrıya ses verin ve hep birlikte “Katil israil, Konya’dan defol” diyelim!
Tokat Filistin Dostları olarak AK Parti Hükümeti’ne sesleniyoruz: Davos sonrası süreçte korsan devlet israil’i ve Siyonist lobileri memnun etmek için attığınız adımları dikkatle izliyoruz. Oysa ki sahne önünde gösterdiğiniz haklı performansın sahne arkasında da devam etmesi gerekmez miydi?
Şayet hem Filistin’i savunup hem de aynı anda israil’i memnun edebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Artık safınızı netleştirin! İsrail’in bölgedeki işgalinin devamına daha fazla ortak olmayın, Siyonist elçilikleri artık kapatın, tatbikatlara müsaade etmeyin ve ihaleleri Siyonist firmalara vermekten vazgeçin.
Ve bir kez daha deklare ediyoruz ki; Filistin halkının reel-politiğe kurban edilmesine kesinlikle razı değiliz ve coğrafyamızdaki güç dengelerinin halkların lehine bozmak ve özgür bir geleceği mümkün kılmak için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Bizim için hergün Kudüs!
Her yer Mescid-i Aksa!
Yaşasın özgür Filistin!
Yaşasın Küresel İntifa’da!
Tokat Filistin Dostları
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.