Darbeci Sisi rejiminin Mısır’da Müslümanlara dönük idamları Tokat’ta protesto edildi. TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) Tokat İl Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen eylemde basın açıklamasını Şinasi Uludoğan okurken Hüseyin Doğan da bir konuşma yaptı. Konuşmalarda Mısır’daki darbeci rejim kınandı, Müslümanlara ve vicdanlı bütün insanlara mazlumlar ve bütün ezilenlerle dayanışma çağrısı yapıldı.
Haber: Halil İbrahim Doğan
Eylemde okunan açıklamanın tam metni şu şekilde:
Firavun Sisi, Kardeşlerimizi Katlediyor! Mısır’da İdamlara Son!
Bismillahirrahmanirrahim,
Mısırın çağdaş firavunu darbeci Sisi’nin son günlerde, masum birçok genci darağacına çekmesine istinaden yine meydanlardayız!
Zulüm kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın daima karşısında olduğumuzu belirtmek için yine meydanlardayız!
Tüm darbelere, darbecilere ve onların tüm haksız uygulamalarına karşı adalet şiarını yükseltmek için yine meydanlardayız!
Ülkemizde ve dünyada yaşatılan tüm haksızlıklara, adaletsizliklere, ayrımcılıklara karşı ve yine mazlumların zindanlara atıldığı, sürgün edildiği, öldürüldüğü bir ortamda kanıksanmışlığa karşı insani ve İslami kimliğimizle meydanlardayız!
Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Yemen’de Müslüman olsun olmasın dünyanın daha birçok yerinde zulme, haksızlığa uğrayan tüm mazlumlar için yine meydanlardayız!
Mısır’da Mursi’ye karşı darbe yapıp halkının üzerine tanklarla saldıran, kadın çoluk çocuk demeden onları katleden, sağ kalanları zindanlara tıkıp akla ziyan işkencelerde bulunan, suçsuz-günahsız gencecik fidanları darağaçlarına göndermekten imtina etmeyen bu çağdaş firavunun, İsrail terör devletinden, Yemen’i bombardımana tutan Suudi Amerika’dan ya da küresel katiller ABD ve Rusya’dan ne farkı vardır?
Darbeci Sisi’nin yönetime el koymasından bu yana beş bine yakın insan öldürülmüş, 12 bine yakın insan ise yaralanmıştır. Ülkedeki siyasi, sosyal ve ekonomik baskı ve şiddet gün geçtikçe yoğunlaşmaktadır. Darbeyi eleştirmek, ona itiraz etmek darbecileri çileden çıkarmaktadır.
Sisi’nin geçmişteki ataları da İsrailoğullarının erkeklerini boğazlıyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Bunun en son örneği ise darbeyi lanetlediği için idam edilen küçük çocuklu bir annedir. Dünya bu ve benzeri birçok idama sessiz kaldı. Öldürülen, darağaçlarına çekilenler Müslümanlar olunca birçok çevrenin sesi soluğu duyulmaz oluyor.
Bugün yeryüzündeki egemenlerin mal, makam, mevki ve iktidar hırsları insanlıklarının ve iz’anlarının önüne geçmiş, adalet duyguları yok olmuş ve merhamet kuyuları kupkuru kesilmiştir. İnsanlık hem Mısır’da hem de bütün bir yeryüzünde yeni Musalar’a muhtaçtır. Zulüm bütün bir dünyada başka kılıklarda mazlumları ezmeye devam etmektedir.
Son günlerde Mısır’da peş peşe gelen idamları gerçekleştiren Sisi firavunu ve âvânesi seleflerine ayartmayacak tarzda cinayetlerine devam etmekte, birçok hamile kadının doğumdan sonra idam edileceklerini pervasızca duyurmakta, dünya ise buna kör ve sağır kesilmektedir.
Türkiye’deki siyasi çekişme, ekonomik ve sosyal krizler ve suni olarak üretilen bölge sorunları, katil Suud yönetiminin Yemen’i yakıp yıkması, Doğu Türkistan’daki Çin zulmü, Arakan’da Müslümanlara dönük katliamlar, terör devleti İsrail’in Filistin’deki cinayetleri bütün mazlum ve mustazafların dünyasının cehenneme döndüğünü göstermiyor mu?
Allah Azze ve Celle her kavme Resul göndermiş ve onların tamamına yeryüzünde cana, mala, akla, dine ve nesle karşı işlenen saldırılara karşı mücadele emri vermiş, Tevhit ve Adalet bayrağını arzın her tarafına yaymalarını istemiştir.
Yine Rabbimiz Ali İmran Suresi 104. ayetinde “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.” diye buyurmuştur.
Elbette biliyoruz ki bizler Mısır’da ve dünyanın farklı yerlerinde idam edilip öldürülen zindanlara tıkılan, sürgün edilen savaşlarla Allah’ın arzında mülteci durumuna düşürülen milyonların sıkıntılarını bir anda ortadan kaldıramayız. Duyduğumuz, gördüğümüz tüm kötülüklere ve zulümlere karşı öncelikle elimizden geleni ortaya koymak için bu gün buradayız. Resulullah’ın da beyan ettiği gibi “Bir kötülük ve zulüm gördüğünüzde onu gücünüz yetiyorsa elinizle, yoksa dilinizle düzeltin, bu da yoksa kalbinizle buğz ediniz.” sözünün gereği olarak buradayız. Ne ülkemizde, ne de başka yerlerde bir mazlumun canından ve malından olmasına asla razı gelemeyiz!
Küresel emperyalizmin ve kapitalizmin yeryüzüne kök saldığı, ülkeleri sömürdüğü, halkları birbirine düşman ettiği, maddi ve manevi kaynakları yağmaladığı, yerel işbirlikçileriyle at oynattığı bir dünya mazlumlar ve mahrumlar için yaşanacak bir dünya olamaz. Dünyada adeta cehennem azabı çeken büyük topluluklar fıtratlarına Allah’ın yerleştirdiği vahyî gerçekliği görerek her türlü haksızlığa ve zulme karşı birlikte ayağa kalkmalı, doğru sözü yükseltmeli ve çağdaş firavunlara karşı birer Musa olduklarını göstermelidirler! Bu, bu günden yarına olmayabilir elbette… Lâkin bu gün Tevhid ve Adalet adına ekilen tohumlar hiç umulmadık zamanda filizlenecek ve firavunların korktukları şeyi başlarına getirecektir.
Bu bağlamda Türkiye Hükümeti yöneticilerinin tutarsız, çelişkili tavırlarını da protesto ettiğimizi bu vesile ile ilan ediyoruz. Darbeci Sisi’nin idamla yargıladığı İhvan mensupları ya Mısır’a iade edilmekte ya da ülkemize alınmamaktadır. Meydanlarda Rabia işareti yapıp uygulamada zulümden yana tavır almak ne yaman bir çelişkidir! Böyle bir vebalin hesabı Allah katında pek çetin olacaktır!
Seyyid Kutub, Hasan el-Benna gibi üstadların, Esma gibi genç hanımların şehadetleriyle bereketlenen İslami mücadelemizin firavunları devireceği günler yaklaşmaktadır! Aziz şehitlerimizin açtığı devrimci yol bütün mazlum ve mustazafların müstekbirlere, zalimlere karşı kıyam edeceği şafağı hazırlamaktadır. Hiçbir çağdaş firavun bu yürüyüşü durduramayacaktır!
Bizler buradan küresel intifada çağrısını yükseltmekten kıvanç duyuyor, her hâl ve şartta kardeşlerimizin yanında duracağımızı beyan ediyoruz. Şüphesiz ki âlemlerin Rabbi bizi duymaktadır.
“Zalimler, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” (Şuara Sûresi, 227)
TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)
Tokat İl Temsilciliği
Topluluk Adına
ŞİNASİ ULUDOĞAN (Eğitim İlke-Sen, Tokat İl Temsilcisi)
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.