Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli’nin “Cumhuriyet kadını olduğum için kadınlarımızın başını örtmesine kesinlikle karşıyım!” sözleri tepki çekmeye devam ediyor.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli’nin, “Ben Cumhuriyet kadınıyım. Cumhuriyet kadını olduğum için de kadınlarımızın başını örtmesine kesinlikle karşıyım!” sözlerine yönelik tepkiler sürüyor. Toplumsal Dayanışma Derneği (TOKAD) tarafından yapılan basın açıklamasında, rektörün sözleri halkın inanç ve değerlerine yönelik bir saldırı olarak değerlendirilerek; şu ifadelere yer verildi: “Rektör Seyrikli; bir yandan “Üniversite insanların özgür olduğu yerlerdir,” derken, diğer yandan başörtüsü yasağını savunması tutarsızlık ve ayrımcılıktır. ‘Başörtüsünün yasallaşmasına Anayasa Mahkemesi tarafından izin verilmeyeceğine’ inanan Rektör Seyfikli’ye ise; bu mahkemenin yasak ihdas edemeyeceğini hatırlatıyoruz. Hem “Özgür olmak dini simgeden uzak olmayı gerektirir” diyen, hem de “Rektör” gibi “Hristiyanlık dininde kilisedeki idarecilerden” türetilmiş bir sıfatı kullanan sayın Seyfikli’nin; rencide edici ifadelerden sakınması gerekmektedir. Tokat halkına “üniversiteye sahip çıkma” çağrısı yapan Rektör Seyfikli’yi, öncelikle biz; halkımızın inanç ve değerlerine saygı göstermeye; inandığı gibi yaşama ve eğitim alma özgürlüğünü hukuksuzca engellememeye çağırıyoruz.”
TOKAD tarafından yapılan açıklamada üniversite rektörlerinin son günlerdeki açıklamaları şöyle değerlendirildi: “Toplumu kamplaştıran ve birbirine karşı olumsuz yargılar beslemesine yol açan bu tür açıklamaların hiçbir faydası olmadığı ortadadır. Unutulmamalıdır ki; yasakçı zihniyetin sebep olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin bedellerini, yasakçılar değil yine halkımız ödemektedir! Tesettür, bizim için Allah’ın emri olan dini bir vecibedir. Binlerce yıldır yaşatılan örtünme emrini, bugün engellemeye kalkışanlar; acaba nasıl bir sorumluluğu yüklendiklerinin farkında mıdır? Başörtüsü yasağı; hiçbir yasal dayanağı ve haklı gerekçesi olmadan uygulanan ciddi bir haksızlık ve ayrımcılıktır… Anayasa Mahkemesi’nin, son derece sağlıksız yorumlara dayanarak verdiği bir iptal kararı; yasakçılar tarafından adeta bir kanun maddesi gibi yorumlanmış ve uygulanmıştır. Bu, halkın inanç ve değerlerine, hak ve özgürlüklerine karşı yapılmış bir baskıdır. Halkımızın büyük çoğunluğunun, bu hukuksuz yasağın derhal kaldırılmasını istediği de, kamuoyu anketlerinde ortaya çıkan açık bir gerçektir… Halk, kendi içinde bugüne kadar asla başörtülü-başı açık gibi bir ayrım yapmadığı halde, başörtülü öğrencileri kampüs kapısından geri çeviren bu tür bir yasakçı ayrımcılığa kesinlikle karşıyız.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.