TOKAD tarafından düzenlenen konferansta, peygamber tasavvurunun ve siyer bilgisinin Kur’an’a göre tashih edilmesi gerektiği ifade edildi. Tokat halkının konferansa katılımı ve ilgisi ise yoğun oldu.
Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) tarafından düzenlenen “Kur’an’a göre Hz. Muhammed (sav)” konulu konferans, yoğun ve ilgili bir katılım ile yapıldı. Prof. Dr. İbrahim Sarmış’ın konuşmacı olarak katıldığı program konuyla ilgili slayt ve kliplerin gösteriminden sonra Kur’an ve mealinin okunmasıyla başladı. Dernek adına Oktay Altın kısa bir selamlama konuşması yaparken; Türkiye’de Kur’an’ı ve Hz. Peygamber’i anlamaya, Kur’an neslini inşa etmeye ve insanlara doğru bir mesajı götürmeye yönelik faaliyetlerin arttığına dikkat çekti. Bu faaliyetlerde, geleneksel yaklaşımların hatalarının Kur’an’ın aydınlığında gözden geçirildiğini belirten Altın, TOKAD tarafından düzenlenen konferansın da bu tür bir amaca yönelik olduğunu ifade etti. Daha sonra kürsüye gelen İbrahim Sarmış, 2,5 saat süren bir konuşma yaptıktan sonra, “Hz. Muhammed’i Doğru Anlamak” ve “Hz. İsa ve Mesih İnancı” adlı kitaplarını imzaladı.
Kutlu Doğum Haftası geldiğinde Türkiye’nin her yerinde Hz. Peygamber’i anlatan programların düzenlendiğine ve siyerle ilgili birçok kitabın dağıtıldığına işaret eden İbrahim Sarmış; program ve kitapların çoğunun aktardığı bilgilerin üzerinde düşünülmemiş, Kur’an ile tashih edilmemiş hurafelerden ibaret olduğunu söyledi. Dicle nehri örneğini veren Sarmış, kaynağından tertemiz çıkan ve içilebilecek nitelikteki Dicle’nin, geçtiği onca şehrin sonunda atıklarla kirlendiğini ve Basra’ya o şekilde döküldüğünü anlattıktan sonra; kaynağından içildiğinde sağlık veren Dicle’den, şehirlerin çıkışında içildiğinde insanı zehirleyeceğini anlattıktan sonra, günümüz Müslümanlarının da geleneksel Kur’an’ı okuma ve anlama biçiminin temel kaynaktan beslenmediği için inanç, düşünce ve pratiklerimize şifa vermediğini söyledi. Bu sebeple doğru bir Allah, Kur’an ve Hz. Peygamber tasavvuru için temel kaynağa dönme çağrısı yaptı.
Hz. Muhammed’in bir insan olduğu, kendisine vahiy gelmeden önce peygamberlik beklentisi içinde bulunmadığı, bütün insanlara kurtuluş, hidayet ve şifa yolunu tebliğ etmesi için görevlendirildiği, gaybı bilemeyeceği, hidayete ermek istemeyen hiç kimseyi kurtaramayacağı ve Allah’ın peygamberleri arasında bir üstünlük ilişkisi kurmadığını, her peygamberin farklı özellikler taşıdığını ve Hz. Muhammed’in de son peygamber olması hasebiyle farklı kabul edildiğini Kur’an’dan ayetlerle açıklayan İbrahim Sarmış, bu konularda klasik rivayetlerde ve hadislerde yer alan yanlış bilgilerden ve hurafelerden birçok örnek verdi. Sorunun dini anlama ve kavrama biçiminin allak bullak edilmesinden ve bu süreçte oluşturulan hiyerarşide Kur’an’a en son noktada bakılmasından kaynaklandığını söyleyen Sarmış, bu durumun düzeltilebilmesi için referans ve temel kaynak olarak Kur’an’ın alınmasının gerektiğini vurguladı. Kur’an’ı anlamanın her Müslümana farz kılındığını belirten Sarmış, okuyan herkesin ondan yararlanabileceğini söyledi.
Konuşmasında, Hz. Peygamber’in yüceltilmesi için başvurulan yöntemlerin genellikle Hıristiyanların ve Yahudiler’in tahrif olmuş dini anlayışların alındığını, Hz. Peygamber’e izafe edilen birçok olayın benzerinin Hz. İsa için de anlatıldığını örneklendiren İbrahim Sarmış; Hz. Peygamber’in zaten cahili Mekke toplumundan örnek bir nesil çıkararak ve kısa sürede bu neslin geniş bir coğrafyaya yayılmasına yol açarak eşi benzeri görülmemiş bir iş başardığını belirtti ve Hz. Peygamber’i yüceltmek için yanlış yollara başvurmak yerine, bu işin nasıl başarıldığını anlamaya çalışmanın gerekliliğine dikkat çekti. Onu melekleştiren, insan üstü bir varlık haline getirenlerin, Hz. Muhammed’in kendisini getirdiği mesajın üstüne çıkardığını söyleyen Sarmış, Kur’an’ı anlayarak ve Hz. Peygamber’i örnek alarak yaşamamanın vardığı sonucun Müslümanlara ve ülkelerine yönelik baskı ve işgallere bakıldığında görülebileceğini belirtti.
Allah’ın rahmetinin sonsuzluğu ve Kur’an’da iman edip, gereğince amel eden her Müslümanın cennete gideceği defalarca beyan edildiği halde, iman ile ameli ayıran ve Hz. Peygamber’i en güzel örnek olarak yaşamaktan uzaklaşan geleneksel dini anlayışın, kurtuluşu tevessül ve şefaat gibi yanlış inanışlarda aradığına dikkat çeken İbrahim Sarmış, insanların cehenneme düşüp oradan kurtuluşu aramaktan vazgeçerek, cenneti hedefleyen bir hayatı yaşaması gerektiğinin önemine değindi. Kur’an’a ve Hz. Muhammed’in örnekliğine uygun yaşayan insanların hatalarını Allah’ın affedeceğini hatırlatan Sarmış, insanların tövbe ederek ve yanlışlardan uzak durarak yaşamak varken, neden illa ki kendisini cehenneme sokup sonra çıkartacağını düşünen bir hayatı sürdürdüğünü anlayamadığını ifade etti. Kur’an’da cehennemin inkarcılar için hazırlanacağının bildirildiğini söyleyen Sarmış, Müslümanlara ise bu ateşin haram kılındığını ve cennetin müjdelendiğini anlattı. 2,5 saat boyunca ilgiyle takip edilen ve dinleyicilerin sorularına verilen cevapların ardından biten programdan sonra İbrahim Sarmış, “Hz. Muhammed’i Doğru Anlamak” ve “Hz. İsa ve Mesih İnancı” adlı kitaplarını gecenin hatırası olmak üzere imzaladı.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.