Direniş ve Dayanışmayla İsrail’in NEKBE’sine Doğru!

Tokat’ta Nekbe günü vesilesiyle TOKAD ve İLKE-SEN bir protesto eylemi gerçekleştirdi.

Eylemin açılışında konuşan Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs, Nekbe’nin tarihi hakkında kısa açıklamalar yaptıktan sonra İsrail’in nekbesi ve Filistin davası için içerde ve dışarda mücadeleyi yükselteceklerini ifade etti.

Topluluk adına basın açıklamasını ise Eğitim İlke-Sen Tokat İl Temsilcisi Şinasi Uludoğan okudu.

Uludoğan, “Gâsıp ve katil işgalci Siyonist çete 69 yıldır emperyalist güçlerin de desteğiyle Filistin’i, Mescid-i Aksâ’yı, Kudüs’ü esaret altında tutuyor; Filistin halkını katlediyor, evinden, yurdundan sürüyor, cezaevi koşullarını her türlüsüyle onlara dayatıyor.” sözleriyle başladığı konuşmasında Arap baharı denen süreçte İsrail’in ayakta kaldığını, Ortadoğu’daki İslam ülkelerinin darmadağın olduğunu, Türkiye’nin İsrail’le dostluk ilan ettiğini, karşılıklı büyükelçiliklerin atandığını, işbirlikçi politikaların güçlendiğini dile getirdi.

Gözler önünde gerçekleşen pervasızlıklara, işbirlikçiliklere itiraz etmeden, “ne şiş yansın ne kebap” mantığıyla Nekbe gününün anılamayacağını, Kudüs Günü yürüyüş düzenlenemeyeceğini savunan Uludoğan, sözlerine “Kendi yaşadığımız ülkenin siyaseti İsrail’i meşrulaştırıyor, Hamas gibi direniş hareketlerini pasifize etmeyi amaçlayan süreçlerde rol alıyor, Filistin doğalgazının yağmalanmasında ortaklık edebiliyorsa bunlara göz yumamayız! Çünkü bilmekteyiz ki İsrail Ortadoğu’daki işbirlikçilerinden güç ve meşruiyet devşirmeye çalışmakta, bu sayede varlığını idame ettirmektedir.” diye sürdürdü.

Konuşmasında Mavi Marmara şehitlerine değinen Uludoğan, bazı çevrelerce aşağılanmak istenen Mavi Marmara ruhuna sahip çıktıklarını söyledi ve açlık grevindeki Filistinli esirleri selamlayarak konuşmasını tamamladı.

HABER: Emre Koç

Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

DİRENİŞ VE DAYANIŞMAYLA

İSRAİL’İN NEKBESİNE DOĞRU!

Bismillahirrahmanirrahim

    Değerli arkadaşlar,

Nekbe’nin, yani Filistin’in, Filistin halkının, Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın, dolayısıyla İslam ümmetinin büyük felaketinin yıldönümündeyiz.

Gâsıp ve katil işgalci Siyonist çete 69 yıldır emperyalist güçlerin de desteğiyle Filistin’i, Mescid-i Aksâ’yı, Kudüs’ü esaret altında tutuyor; Filistin halkını katlediyor, evinden, yurdundan sürüyor, cezaevi  koşullarını her türlüsüyle onlara dayatıyor.

Bütün bu katliam ve cezalandırma girişimlerine karşı Filistin’de boy veren direniş ise Filistin halkının, İslam ümmetinin ve bütün ezilen halkların umudu olmayı sürdürüyor.

Minicik ellerin attığı taşlarla kök salan İntifada büyük bir direniş dalgasına dönüşüyor, Siyonistlerin korkulu rüyası haline geliyor.

Kıymetli Filistin dostları,

69 yıl önce İsrail’in bağımsızlık ilanıyla başlayan felaketin kökü elbette daha derinlere uzanmakta, İslam ümmetinin yaşadığı büyük mağlubiyetlere  uzanmaktadır.

Bugün bu mağlubiyetlerle yüzleşen kuşaklar olarak İslam ümmetinin sorumluluklarını üstlenmek durumundayız.

Yaşadığımız coğrafyadan kalkarak Nekbe’ye, Filistin’in ve ümmetin ortak felaketine çözüm üretmek, özgür Kudüs davasını omuzlamak zorundayız.

Bu dava için vereceğimiz mücadele içerde ve dışarda büyük sorumluluklarla karşılaşacağımız anlamına gelmektedir.

Küresel istikbar düzeni Kudüs’ü esir eden karanlığın arkasında durmaktadır.

Bugün Kudüs’ün özgürlüğü davasını güttüğünü söyleyenler bu hakikatle yüzleşmek, küresel istikbarın bölge ve ülkemizdeki ayaklarıyla hesaplaşmak durumunda olduklarını kabul etmelidir.

Kardeşler,

Arap baharı diye adlandırılan süreci Ortadoğu halkları acı bir şekilde tecrübe etti. Milyonlarca insanımız can verdi, ülkesini, şehrini terk etti, çaresiz ve sahipsiz mülteciler olarak dünyanın dört bir yanına dağıldı.

Bu baharda İslam ülkeleri darmadağın olurken İsrail sapasağlam yerinde kaldı.

Bütün bu kaotik tablo içerisinde Türkiye hükümeti geçen yıl katil İsrail rejimini dost ilan ederek anlaşmalar yaptı, karşılıklı olarak elçiler atandı. İslam ülkelerine uğramayan bahar yine İsrail’i ferahlattı, AKP iktidarı da bu işbirliğine imza attı.

Şunu herkes bilmelidir ki, gözlerimiz önünde gerçekleşen pervasızlıklara, işbirlikçiliklere itiraz etmeden, “ne şiş yansın ne kebap” mantığıyla Nekbe gününü anamayız, Kudüs Günü yürüyüş düzenleyemeyiz!

Kendi yaşadığımız ülkenin siyaseti İsrail’i meşrulaştırıyor, Hamas gibi direniş hareketlerini pasifize etmeyi amaçlayan süreçlerde rol alıyor, Filistin doğalgazının yağmalanmasında ortaklık edebiliyorsa bunlara göz yumamayız!

Çünkü bilmekteyiz ki İsrail Ortadoğu’daki işbirlikçilerinden güç ve meşruiyet devşirmeye çalışmakta, bu sayede varlığını idame ettirmektedir.

Vefâkâr İntifada yarenleri,

ABD ve NATO ittifakında yer alarak Kudüs davasına hizmet edilemeyeceği gibi İsrail’le ilişkileri geliştirip durarak da Filistin’in özgürlüğünden bahsedilemez!

İkiyüzlü politikalara aldanmıyoruz.

Mahçup ve ürkek Nekbe, Kudüs Günü anmalarını reddediyoruz!

İsrail’le anlaşmanın, işbirliği yapmanın İslam ümmetine ihanet olduğunu alenen deklare ediyoruz!

Mavi Marmara ruhuna sahip çıkıyor, onun şehitlerine hakaret ederek egemenlerle kucaklaşmaya can atanlardan berî olduğumuzu tekrar ilan ediyoruz!

Nekbe’yi aşmanın Filistin ve İslam ümmeti için ancak dayanışma ve direnişle mümkün olabileceğini, İsrail’in nekbesinin kararlı ve ne yaptığını bilen İslami bir iradenin inşasıyla mümkün olabileceğini haykırıyoruz!

Yaşasın İntifada!

Yaşasın Filistin halkının direnişi!

Yaşasın Filistin cezaevlerinde bedenlerini zulme kalkan yapan Filistinli tutsak kardeşlerimizin direnişi!

Siyonistler yenilecek, direnen Filistin kazanacak!

Selam olsun Şeyh Ahmed Yasin’e, Fethi Şikâki’ye, Yahya Ayaş’a, Abdülaziz Rantisi’ye, İmad Muğniye’ye, acılarını yüreklerinde direniş olarak büyüten Filistinli analara ve onların Siyonist işgale minicik elleriyle direnen çocuklarına!

Selam olsun Mavi Mavi şehitlerine!

Son sözümüz Şehid Abbas Musavî’nin sözüdür. Bu söz bizm her zamanki ahdimizdir:

“Gidin İsrailliler’e söyleyin,

Biz Muhammed ordusuyuz,  geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz!”

 

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası www.saglikilkesen.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

 

Topluluk adına

Şinasi Uludoğan

Eğitim İlke-Sen, Tokat İl Temsilcisi

 

 

 

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın