Önemli olan gücün denetlenmesidir   

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Mehmet Evkuran, TOKAD Tokat İl Temsilciliğinde “Kur’an ve Kelam” konulu bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında Ebu Hanife’nin hayatından örnekler vererek, “Ebu Hanife mezheplerin çıkışını görmüştür, bu nedenle onun gözlemleri bizim için önemlidir” dedi.

“Bizim bugünkü problemlerimiz bilişseldir. Daha çok ibadetle meşgul olup ruhbanlığa bürünmek sorunlarımız çözmez. Çözüm dünyayı aşağılayarak türbelere gitmek değildir, dünya sadece acı çekme yeri değildir, ruhbanlık bizde yoktur. Tarihin sıkışmışlığını aşmak için teori üretmemiz gerek. Geçmiş insanlara saygı duyalım derken, bugün beraber yaşamamız gereken insanlara hayatı zindan ediyoruz. Çözüm insanların ruhuna dokunabilen sanat ve teknolojiyi üretmektir. Hayatın tam ortasında olmak gerek, örneğin ticaret yaparken adil olmak gerek.” diyerek bugünkü insanın sorunlarını ortaya koydu.

Evkuran daha sonra şunları söyledi:

“Ebu Hanife’yi özel kılan şey, iktidarlıklarını kılıçlarla sağlayan, ulemaları öldüren Emeviler ve Abbasiler döneminde kadılık tekliflerini kabul etmemesidir. Ebu Hanife özgün duruşuyla iktidara karşı çıkmıştır. Fakat vefatından sonra çeşitli rivayetler atfedilerek Ebu Hanife resmen melekleştirilmiştir.

Dinler tarihinde Ateizmi göremeyiz. Mekkeli müşriklerde dindarlardı. İktidarlar söylemlerini dinleştirdiklerinde onlara karşı gelmek güçleşir. Dindarlaştırmak tehlikelidir. Ne yaparsa yapsın kendine bir kılıf bulur. İslam’da iktidarlar ulaşılabilir bir konumdadır, bugünkü iktidarlar da ulaşılabilir olmak zorundadırlar. Osmanlı döneminde Kur’an’ı beyaz kumaşa sarıp yukarı astılar çünkü okuyan insanlar aralarında tartışmaya başlıyordu. Âlimler bunun için ilmihal yazma yoluna gitmişlerdir. Bizim esnek düşünmemiz ve dogmatik insanlardan uzak durmamız gerekir.

İlk kelam tartışmasının konusu kaderdir. Kelamla bulanmış bir zihin Kuran’ı anlamakta güçlük çeker. Eğer çok gelenekçi olacaksınız bütün âlimlerin görüşlerini okuyun. Bugün eğer senin din anlayışın çocuğuna cazip gelmiyorsa kendini check edeceksin. Hakikati Kureyş’in elinden almamız lazım. Sonsuza kadar Kerbela’yı tartışamayız. Kader deyince tarihi aklamış olmayız. Siyasi olarak bizim gibi düşünmeyen insanları tekfir edemeyiz. Her şeyi iman-küfür olarak değerlendiremeyiz.”

“İktidarlar her zaman güçlenmek isterler.” diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Mehmet Evkuran, “Buna karşı sivil alanı güçlendirmeliyiz.” dedi. İslamcılar, İslamcılık alanında bile bir şey üretemiyor, kültür, sanat ve düşünce alanında olmamız ve üretmemiz gerekli. Bizim zenginlerimiz ne yapıyor? İkinci, üçüncü evini alıyor, rezidans yapıyor. Önemli olan gücün denetlenmesidir. İnsan ne kadar iyi olursa olsun çevresi onu iki günde firavuna dönüştürebilir. Bağımsız entelektüel insanların konuşması gerek. Politik başarılar geçicidir, kültürel olan daha kalıcıdır. Böyle bir vizyon oluşturmaya ihtiyacımız var. Gerçek cihat alanı siyaset değil entelektüel alan ve kültür-sanat alanıdır.” diyerek konuşmasını sonlardı.

Haber: Emre KOÇ

SAM_9366

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın