Kudüs’ün ve Filistin’in Özgürlüğü Direnişle Gelecek!

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği), NEKBE’nin yıldönümünde Tokat’ta Yeraltı Çarşısı üzerinde bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde, Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğünün direnişle geleceği, İsrail’in Nekbesi’nin de yaklaşmakta olduğu mesajı öne çıktı.

Eylemde basın açıklamasını Şinasi ULUDOĞAN okudu. ULUDOĞAN açıklamasına “Bugün Nekbe…

Bugün Filistin halkı ve bütün İslam Ümmeti için “Büyük Felâket”in yıl dönümü…

İslam coğrafyasının yaşadığı birkaç asırlık uzun çöküşün yakıcı sembol günü…” diyerek başladı ve İntifadanın siyonistler için nasıl bir korkuya dönüştüğüne değindi.

İslam dünyasındaki işbirlikçi rejimlerin ve emperyalistlerin elbirliği ile coğrafyamızı kana buladıklarını ve yeni nekbeleri ümmete dayattıklarını vurgulayan Şinasi ULUDOĞAN, “Bugün çok daha başka bir tarihsel dönemeçteyiz. İslam dünyasındaki işbirlikçi rejimler ve emperyalistler elbirliği ile coğrafyamızı kana bulamışlar ve yeni nekbeleri ümmete dayatmışlardır. Bugün Suriye’den Yemen’e, Kürdistan’dan Libya’ya, Afganistan’dan Nijerya’ya uzanan geniş coğrafyamızda yaşanan akıl almaz ve yürek burkan acılar, küresel ölçekte bir meseleye dönüşen mültecilik trajedisi, İslam dünyasını bir baştan bir başa saran kan ve gözyaşı iklimi küresel ölçekli bir Nekbe yaratmıştır. Bütün bu tablo nefesi kesilmek istenen İslam ümmetinin nasıl bir zorlukla yüz yüze olduğunun açık kanıtı iken işbirlikçi rejimler emperyalistlerle, Siyonistlerle yeni yakınlaşmalar içerisine girmekte ve Filistin direnişine, Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın özgürlük mücadelesine büyük bir darbe vurmaktadırlar!” şeklinde sözlerini sürdürdü.

NATO ve Amerikan üslerinin bölgede İsrail’i korumaya odaklandığını, İsrail’le dostluk anlaşmalarının Filistin halkının özgürlük mücadelesine nasıl darbe vurduğunu ifade eden Şinasi ULUDOĞAN, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bilelim ki ancak kendi zincirlerimizi, kendi Nekbelerimizi fark ettikçe Filistin halkının, Mescid-i Aksa’nın parçalamaya çalıştığı Nekbe zinciri tümden dağılacak ve hepimiz Kudüs’ün özgür ve aydınlık şafağında bir araya geleceğiz!”

Eylem boyunca “İsrail’le Anlaşma İnsanlığa ve Ümmete Karşı Suçtur, İhanettir!, Alçak Siyonistler, Mescid-i Aksa’dan Defolun” pankartlarının yanı sıra çok sayıda döviz taşınırken “Katil İsrail Filistin’den Defol”, İsrail’in Dostu Olmayacağız, İsrail’in Dostu Dostumuz Değil, Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz, Siyonistler Yenilecek Direnen Filistin Kazanacak” sloganları atıldı ve tekbir getirildi.

Haber: Emre ULUKAYA

Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

İSRAİL’İN NEKBESİNE DOĞRU!

 

Değerli dostlar,

Bugün Nekbe…

Bugün Filistin halkı ve bütün İslam Ümmeti için “Büyük Felâket”in yıl dönümü…

İslam coğrafyasının yaşadığı birkaç asırlık uzun çöküşün yakıcı sembol günü…

Kıymetli Kardeşler,

Başta İngiltere olmak üzere emperyalist ülkelerin desteğiyle Siyonist İsrail’in 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte Filistin halkı için sürgün, ölüm ve işgâl süreci hız kazanmış; evler birer birer terk edilerek bir gün kapılarını tekrar açacak anahtarlarını bekleyen vîrâne yuvalara dönmüştü.

İşte o gün bu gündür Kudüs’ün, Mescid-i Aksâ’nın, Filistin’in her bir taşı ve toprağının özgürlük mücadelesi sürüyor.

Siyonist İsrail rejimine karşı çocuklarımızın minicik ellerinde büyüyen taşlar, analarımızın yüreklerinde biriken öfkeler, gençlerimizin alınlarında yükselen ateşler bir bütün hâlinde bütün dünya mustazaflarına umut olan şanlı intifadayı büyüttü ve bugün çok şükür ki Siyonistler için endişe ve korku yumağına dönüştü!

Nekbe’nin yarattığı korku ve endişe hâlinin artık Siyonistler için bir felâket ihtimalinin çok daha kuvvetli bir hâle geldiğini herkes görüyor.

Filistin halkının felâketinden doğan mücadele ve direniş azmi Siyonistler için tehlike çanlarını çoktan çalmaya başladı bile.

Kendi iradesiyle bütünleşen direniş hareketlerini inşa eden Filistin halkı artık esaret zincirini kıracak, 68 yıllık sürgün ve işgali ters yüz edecek bambaşka bir sürece girmiş ve bundan sonra geri dönüşü planlayıp dayatacak bir aşamaya geçmiştir.

Kıymetli Filistin dostları,

Hepimiz yakinen gördük ki Filistin halkı, yalnız bırakılmışlığın dayattığı yalnızlık ve çaresizliği parçalayarak bugünlere geldi ve sadece Siyonist rejimle savaşmadı.

Bir yandan korsan re terörist rejimle mücadele ederken aslında onun arkasındaki devasa küresel emperyalizmle mücadele ediyordu! Bunu Filistin direnişi kadar herkes bilmektedir!

Bir yandan Büyük Şeytan Amerika, bir yandan Avrupalı emperyalistler Siyonistlerle işbirliği halinde Filistin’e çullanmışlar, onu boğmak için işbirliği yapmışlardı.

Diğer yandan İslam dünyasındaki, Ortadoğu’daki işbirlikçi rejimler Filistin direnişi için başka bir cepheydi.

İşgal ve ihanetin kıskacındaki Filistin halkı Nekbelerin, felâketlerin her türlüsüne göğüs gererek kendini ve tutsak bütün halkları özgürleştirecek iradeyi geliştirdi.

Arkadaşlar,

Bugün çok daha başka bir tarihsel dönemeçteyiz. İslam dünyasındaki işbirlikçi rejimler ve emperyalistler elbirliği ile coğrafyamızı kana bulamışlar ve yeni nekbeleri ümmete dayatmışlardır. Bugün Suriye’den Yemen’e, Kürdistan’dan Libya’ya, Afganistan’dan Nijerya’ya uzanan geniş coğrafyamızda yaşanan akıl almaz ve yürek burkan acılar, küresel ölçekte bir meseleye dönüşen mültecilik trajedisi, İslam dünyasını bir baştan bir başa saran kan ve gözyaşı iklimi küresel ölçekli bir Nekbe yaratmıştır. Bütün bu tablo nefesi kesilmek istenen İslam ümmetinin nasıl bir zorlukla yüz yüze olduğunun açık kanıtı iken işbirlikçi rejimler emperyalistlerle, Siyonistlerle yeni yakınlaşmalar içerisine girmekte ve Filistin direnişine, Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın özgürlük mücadelesine büyük bir darbe vurmaktadırlar!

Ey Kudüs yarenleri!

Bugün Türkiye ile İsrail arasında utanç verici bir süreç yaşanıyor. AKP iktidarı İsrail’in dostları olduğunu ve İsrail’e muhtaç olduğunu ilan etmiştir. Mavi Marmara katliamından sonra görünürde sekteye uğrayan Türkiye – Siyonist rejim ilişkileri son dönemde, özellikle İslami kesimlerdeki sessizlikten de güç alarak pervasızca ilerlemektedir. Görünen o ki bu kirli süreç yeni bir anlaşma ile taçlanacaktır.

Biz buradan bir kez daha beyan ediyoruz ki bu kirli ve işbirlikçi süreci Müslümanlar olarak, Kudüs ve Filistin dostları olarak, Ahmet Yasin ve Fethi Şikakilerin takipçileri olarak, İntifadanın bağlıları olarak kesin bir dille reddediyoruz!

Herkes bilsin ki biz asla İsrail’in dostu olmayacağız!

İsrail’in dostları da bizim dostumuz değildir!

Malatya Kürecik’te İsrail’in güvenliğini sağlamak için NATO radarının kurulmasına izin verenlerin bugün İsrail’e dostluk ilan etmeleri şaşırtıcı değildir.

Bu çarpıcı fotoğrafı herkes görmeli ve ona göre tavır almalıdır.

Özellikle İslami çevrelerin çoğunda yaşanan körleşmeden kurtulunması, bu işbirlikçilik ve ihanet halinin görülmesi elzemdir. Bütün bir mücadele mirasımız bugün iktidarın ipoteğinde Siyonizme peşkeş çekilmiştir. Bu utanç helak olmak için yeter de artar bile!

Değerli kardeşler, şanlı intifadanın yoldaşları,

Kendi bulunduğumuz tutsaklık ve felâketlerden kurtulamadığımız sürece Filistin’i, Kudüs’ü, Mescid-i Aksâ’yı özgürleştiremeyiz.

Gelin hakikati örten perdeyi çekip yırtalım!

İşbirlikçilik ve ihanet kıskacının Nekbe’yle, 68 yıllık büyük felaketle boğuşan İntifada erlerini nasıl kuşatmaya çalıştığını görelim!

NATO ve Amerikan üslerinin bölgede İsrail’i korumaya nasıl odaklandığını, İsrail’le dostluk anlaşmalarının Filistin halkının özgürlük mücadelesine nasıl darbe vurduğunu fark edelim.

Halkın önünde İsrail’e van minüt çekilirken Siyonistlerle ticaretin nasıl rekor kırdığının, Mavi Marmara şehitlerinin nasıl pazarlık konusu yapıldığının hesabını soralım!

Ortadoğu’daki sayısız yanlışın getirip çaresizliğin kıyısına savurup bıraktığı egemenlerin Hamas’ı, direnişi nasıl mahkûm ettiğini fark edelim!

Bilelim ki ancak kendi zincirlerimizi, kendi Nekbelerimizi fark ettikçe Filistin halkının, Mescid-i Aksa’nın parçalamaya çalıştığı Nekbe zinciri tümden dağılacak ve hepimiz Kudüs’ün özgür ve aydınlık şafağında bir araya geleceğiz!

EĞİTİM İLKE-SEN, İNANÇ İLKE-SEN, SAĞLIK İLKE-SEN,

TOKAD, ÖZGÜR YAZARLAR BİRLİĞİ adına Şinasi ULUDOĞAN

1 yorum

Bir yanıt bırakın