İslam, evrensel insanlık durumlarıyla ve sorunlarıyla ilgilenir

ATASOY-MUFTUOGLU

TOKAD Niksar Temsilciliğinde Perihan Ocaktan, Atasoy Müftüoğlu’nun “Ümmet Bilinci” kitabını değerlendirdi.

Perihan Ocaktan konuşmasına “Yaklaşık yirmi yıl önce kaleme alınmış olan “Ümmet Bilinci” kitabına baktığımızda, içindeki tespitler, bugünün Müslümanlarının üzerinde düşünmesi gereken ve ihtiyacı olan tespitler olarak karşımıza çıkıyor.” diyerek başladı.

İslam nedir?

Ocaktan, kitapla ilgili değerlendirmelerine, “İslam nedir?” sorusunun cevabıyla devam etti.

“İslam, gündelik hayatımızda zaman zaman ihtiyaç duyduğumuzda başvuracağımız bir inanç sistemi değildir. İslami kimlik ve kişilik, İslami tüm alanların bilincinde olmakla ve bu anlamları ödünsüz temsil etmekle kazanılır. İslam evrensel insanlık durumlarıyla ve sorunlarıyla ilgilenir.”

Ocaktan, “İnsanlığın ortak insanlık değerleri etrafında bütünleştirilmesi tezi İslam’ın tezidir. İslam bireyden topluma, toplumdan insanlığa uzanan bir bütünleşme yolu ve yöntemidir.” diyerek Müslüman şahsiyetin nasıl olması gerektiği ve Müslümanların birbirlerine karşı sorumlulukları üzerinde durdu.

Sosyal sorumluluk almak bireyi bencillikten korur

Yeryüzünde Müslüman olarak bulunmanın iyilikleri yaymak, kötülükleri ortadan kaldırmakla mümkün olacağının altını çizen Perihan Ocaktan, sözlerini “Erdemli insanların sessizliği, kayıtsızlığı bir toplumda çözülmeyi ve bozulmayı derinleştirir. Müslümanların iç bölünme ve çatışmalardan, katı şekilcilikten uzaklaşarak, sosyal bir bilinç kazanarak eyleme dönük etkinliklerde bulunması gerekir. Sosyal sorumluluk almak bireyi bencillikten korur. Bireyciliği tahrik eden toplumsal düzenlerde karşılıklı yardımlaşma, fedakârlık, sevgi ve saygıya yer yoktur. İnsan hırslarının sonu yoktur.” diye sürdürdü.

Ocaktan, hizipçilik ve ırkçılıkla ilgili şu tespitlerde bulundu:

“Modern batı, kendi dünya görüşünü evrenselleştirmeyi başarırken, Müslümanlar yerel, ulusal, bölgesel yönelişlerle kendilerini sınırlandıramazlar. Bizler bir ırkı, ulusu ve ülkeyi putlaştıramayız. Bizim ölçütlerimiz genetik ölçütler değil, bölgesel ve ulusal ölçütler değil, evrensel ilahi ölçütlerdir. Kavim merkezci, hizip merkezci, gurup merkezci bakış açılarıyla ümmet bilinci kurulamaz. İslam merkezci bakış açılarını ve ilişki biçimlerini ortak bir insanlık bilinci haline getirmeye mecburuz.”

Kitabın, körü körüne taklit ve gelenekle ilgili vurgularının da önemli olduğunu belirten Perihan Ocaktan, “Taklitçilik yoluyla, sorumlu birey, sorumlu toplum örneği yok edildi.” dedi.

Özgürce düşünebilmeliyiz

Perihan Ocaktan, “Hayatın her alanında özgürce düşünebilmeyi, özgürce karar vermeyi ve özgürce davranabilmeyi öğrenebilmeliyiz. Gelenekçi düşünce kalıpları Müslüman halklara temelsiz bir tevekkül ile teslimiyetçi bir iyimserlik kazandırıyor. Bu tür bir tevekkül ve teslimiyetçilik halkları hareketsizliğe sevk ediyor. Geleneksel İslam toplumlarında insanın, toplumun, hayatın ve insanlık dünyasının sorunlarıyla ilgilenmek yerine, içe kapanarak manevi/batıni olgularla ilgilenmeyi tercih eden bir anlayış yürürlüktedir. Bu anlayışı günümüz medyası da desteklemektedir. Medya tarafından yönlendirilen halk, onun mantığıyla konuşmayı ve davranmayı öğrenir. Medya kitleleri bilgisizleştiriyor ve hipnotize ediyor. Bu yolla bilinçler zayıflatılıyor.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Program soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Haber: Zehra Uçma

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın