MEB’in Başörtüsünü Yasaklayan Yönetmeliğine Hayır!

Milli Eğitim Bakanlığının okullarda kılık kıyafetle ilgili olarak yaptığı düzenlemede başörtüsünü yasaklaması TOKAD ve Eğitim İlke-Sen tarafından gerçekleştirilen bir eylemle protesto edildi.

Tokat Yeraltı Çarşısı üzerinde gerçekleşen eylemde Eğitim İlke-Sen yönetiminden Ahmet Örs bir giriş konuşması yaptı. Örs, konuşmasında başörtü yasağının ısrarla sürdürülmek istendiğini söyleyerek “MEB’i bu yasakçı tutumundan dolayı kınıyoruz. Yasaklarla sonuna kadar mücadele edeceğiz.” dedi.

AKP, iktidarının 10. Yılında Başörtüsünü Yasakladı

Topluluk adına basın açıklamasını ise Sedanur Tokel okudu. Tokel, açıklamasında başörtüsü yasağını sürdürmekte ısrarcı davranan AKP hükümetinin eğitim bakanlığını eleştirerek “Bu ülkede İslami kimliğe dönük yasaklar bitmiyor. AKP iktidarının 10. yılında Milli Eğitim Bakanlığı okullara serbest kıyafet uygulaması getirdiğini iddia ederek başörtüsünü bir kez daha yasakladı.” dedi ve azgın İslam düşmanı tutumlardan sonra şimdi de muhafazakâr iktidarın yasaklarıyla mücadele etmek zorunda kaldıklarını ifade etti.

Sadece İmam Hatip Liselerinde ve seçmeli din ve Kur’an derslerinde başörtüsü serbestiyetinin kabulünün başörtülü kızların inançlarıyla alay etmek olduğunu vurgulayan Sedanur Tokel, “Egemen irade kendine tanrısal bir misyon yüklemiş ve insanların nerede ve ne zaman kulluk görevlerini yerine getirebileceğini bir kez daha fütursuzca kendi uhdesine alabilmiştir!” dedi ve kimsenin Müslüman kadınların, kızların kulluk görevlerinin sınırlarını belirleyemeyeceğini,  kulluğun sınırlarını Rablerinin kendilerine bildirdiğini söyledi.

Başörtülü kızlar vebalı muamelesi görüyor

Her yerde özgürlük şampiyonu olarak geçinen AKP iktidarının geride bıraktığı 10 yılı başörtüsü yasağıyla taçlandırdığını belirten Tokel, bu 10 yıl boyunca başörtüsü yasaklarını kaldıracak hiçbir temel düzenleme yapılmadığını; ilköğretim okullarında nice başörtülü öğrencinin kovuşturma ve sürgünlere tabi tutulduğunu hatırlattı ve “Kamuda yasak alabildiğine sürüyor. Sabah okullarına gelen genç kızlarımız vebalı muamelesi görüyor. Başlarındaki örtülerini lavabolarda açmak zorunda bırakılıyor. Ona buna özgürlük dersi vermekten utanmayan hükümet yetkilileri kendi halklarına reva gördükleri 28 Şubat politikalarını görmediğimizi sanıyor.” dedi.

Sendika ve dernekler grev ve boykot yapmalı

Açıklamasının devamında “Hükümet eğer halkına gerçekten hizmet ettiğini iddia ediyorsa bir an önce bu yasakları kaldırmalıdır. Çıkardığı yönetmeliği derhal iptal etmeli, ikiyüzlü politikalarına bir son vermeli, başörtülü kardeşlerimizden özür dileyerek başörtüsünün her yerde özgür olduğunu pazarlıksız ilan etmelidir! İnsanların dilini, dinini yasaklayarak adil olunmaz!” diyerek hükümete çağrıda bulunan Tokel bir çağrı da sendika ve derneklere yaparak yasağın kalkması için grev ve boykot kararları alınmasını istedi.

Başörtüsü her alanda kayıtsız şartsız özgür olmalı

Müslüman kadının temel değerlerinden ve İslam’ın hayattaki önemli karşılıklarından biri olan başörtüsünün ilkokuldan ortaokula, liseden üniversiteye, oradan kamuya kadar hayatın her alanında kayıtsız şartsız özgür olmasını isteyen Sedanur Tokel, “Öğrenci, öğretmen, polis, hâkim savcı ya da başka bir konumda olan kadınlarımız, kızlarımız başörtüleriyle toplumsal hayatta var olmalıdır. Hizmet verenler ya da alanlar fark etmez, insanlar kılık kıyafet yönetmelikleriyle kısıtlama altında bırakılamaz! Bizim açık talebimiz budur, bundan başka bir şeye de razı olacak değiliz!” diyerek açıklamasına sonlandırdı.

Yasakçı Bakan Yasakçı AKP

Eylem boyunca “Başörtüsüne Şartsız Sınırsız Özgürlük, Eğitimde Yasaklara Dayatmalara Son” pankartlarının yanı sıra “Başörtüsüne Yasaklayan MEB Yönetmeliğine Hayır, Başörtüsüne Kayıtsız Şartsız Özgürlük, Başörtüsüz Asla, Başörtülü Öğretmen-Başörtülü Hakim-Başörtülü Polis, Ben Başörtümle Okuldayım” gibi dövizler taşındı ve “Yasakçı Bakan Yasakçı AKP, İnanca Saygı Başörtüye Özgürlük, Başörtüsü Allah’ın Emridir, Başörtüsü Özgürlük Sancağımızdır, Yasaklara Karşı Direneceğiz, Uyan Diren Özgürleş” sloganları atıldı ve tekbir getirildi.

Haber: Mustafa Özeke 

Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni ise şu şekilde:

MEB’İN BAŞÖRTÜSÜNÜ YASAKLAYAN YÖNETMELİĞİNE HAYIR!

BAŞÖRTÜSÜNE ŞARTSIZ, SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK!

Değerli arkadaşlar,

Bu ülkede İslami kimliğe dönük yasaklar bitmiyor. AKP iktidarının 10. yılında Milli Eğitim Bakanlığı okullara serbest kıyafet uygulaması getirdiğini iddia ederek başörtüsünü bir kez daha yasakladı.

Dostlar,

Bu meydanlarda başörtüsü yasaklarına, İslami kimliğimizin inkârlarına karşı koyduk, direndik! Şunu herkes bilsin ki direnişimiz yine devam edecek. Azgın İslam düşmanı tutumlardan geriye muhafazakâr iktidarın yasaklarıyla mücadele etmek kaldı. Bu gerçeği artık herkes böyle bilmelidir!

Okullarda tek tip kıyafetin kaldırılmasını elbette bizler de istiyorduk. İnsanların devletin zorlaması olmaksızın kendi özgür tercihleriyle kılık kıyafet seçiminde bulunmalarını savunuyorduk. Başörtüsü yasağından genel anlamda kıyafet dayatmalarına, oradan resmi ideolojinin eğitim üzerindeki vesayetine kadar geniş bir alanda her zaman özgürlükleri dillendirdik. Gelin görün ki AKP iktidarının eğitim bakanlığı başörtüsü hariç her türlü kıyafeti serbest hale getirirken başörtüsünü yine yasaklar listesinin en başına aldı!

Arkadaşlar,

Sadece İmam Hatip Liselerinde ve seçmeli din ve Kur’an derslerinde başörtüsü serbestiyetinin kabulü başörtülü kızlarımızın inançlarıyla alay etmektir. Egemen irade kendine tanrısal bir misyon yüklemiş ve insanların nerede ve ne zaman kulluk görevlerini yerine getirebileceğini bir kez daha fütursuzca kendi uhdesine alabilmiştir!

Kimse Müslüman kadınların, kızların kulluk görevlerinin sınırlarını belirleyemez. Kulluğun sınırlarını Rabbimiz bize bildirmiştir. Resmi kurumlar ya da başka otoriteler buna müdahale edemez. İnsanlarda açık bir şekilde kişilik ve inanç tahribatı yapmayı amaçlayan, onları ikiyüzlülüğe zorlamak isteyen yasaklar bizim için yok hükmündedir; insana ve İslam’a açık saldırıdır.

Resmi ideolojinin eğitim kurumları insanların bilinçlerini biçimlendirmekle kalmazken bir yandan da inançları doğrultusunda davranmalarını, kıyafet tercihinde bulunmalarını engelliyor. AKP iktidarı her yerde özgürlük şampiyonu olarak geçiniyor ancak iktidarda geride bıraktığı 10 yılı başörtüsü yasağıyla taçlandırıyor.

Arkadaşlar,

Eğitim bakanlığı temel görevinin, küresel ekonominin rekabetçi anlayışına uygun bireyler yetiştirmek olduğunu çoktan ilan etmişti. Evet, başörtüsünün sembolize ettiği İslam, kapitalizme de, küreselleşmeye de karşıdır. Başörtüsüne sadece imam hatiplerde ve seçmeli derslerde izin vermek; İslam’ı hayattan sürerek bir manastır dini ihdas etmek ve sömürü çarklarını tehdit edecek özgürlükçü bir söylemin yeşermesini engellemektir. Kim ne derse desin, biz gelişmeleri böyle okuyoruz!

Değerli arkadaşlar,

Şunu unutmayalım: Başörtüsü yasaklarını kaldıracak hiçbir temel düzenleme yapılmadı, ilköğretim okullarında nice başörtülü öğrenci kardeşimiz kovuşturma ve sürgünlere tabi tutuldu. Kamuda yasak alabildiğine sürüyor. Sabah okullarına gelen genç kızlarımız vebalı muamelesi görüyor. Başlarındaki örtülerini lavabolarda açmak zorunda bırakılıyor. Ona buna özgürlük dersi vermekten utanmayan hükümet yetkilileri kendi halklarına reva gördükleri 28 Şubat politikalarını görmediğimizi sanıyor.

Hükümet eğer halkına gerçekten hizmet ettiğini iddia ediyorsa bir an önce bu yasakları kaldırmalıdır. Çıkardığı yönetmeliği derhal iptal etmeli, ikiyüzlü politikalarına bir son vermeli, başörtülü kardeşlerimizden özür dileyerek başörtüsünün her yerde özgür olduğunu pazarlıksız ilan etmelidir! İnsanların dilini, dinini yasaklayarak adil olunmaz! Bir yandan imam hatipleri açıp bir yandan küresel sermayeyle, küresel jandarma NATO’yla iş tutarak adil olunmaz! Bir yandan dillerden Allah’ı düşürmeyip bir yandan başörtüsü yasaklanmaz! Bu kişiliksiz politikaları kınıyoruz. Bu uygulamaları yapanları bir an önce halktan özür dilemeye çağırıyoruz.

Değerli dostlar,

Müslüman kadının temel değerlerinden ve İslam’ın hayattaki önemli karşılıklarından biri olan başörtüsü ilkokuldan ortaokula, liseden üniversiteye, oradan kamuya kadar hayatın her alanında kayıtsız şartsız özgür olmalıdır. Öğrenci, öğretmen, polis, hâkim savcı ya da başka bir konumda olan kadınlarımız, kızlarımız başörtüleriyle toplumsal hayatta var olmalıdır. Hizmet verenler ya da alanlar fark etmez, insanlar kılık kıyafet yönetmelikleriyle kısıtlama altında bırakılamaz! Bizim açık talebimiz budur, bundan başka bir şeye de razı olacak değiliz!

Buradan bir çağrı da yasaklara duyarlı olduğuna inanan sendikalara, derneklere yapmak istiyoruz. Çok sayıda üyeniz, sendikal imkânınız var. Bu imkânları harekete geçirin! Başörtüsünü yasaklayan uygulamaları protesto için grevler, boykotlar düzenleyin! Aksi takdirde yaptığınız iş koca bir oyalanmadan, göz boyamadan öte geçmeyecektir!

Şunu herkes bilmelidir ki iktidar sahiplerinin kim olduğu bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey zulmün kendisidir. Başörtüsü yasağı bu ülkedeki en büyük zulümlerden biridir. Biz bu zulmü ifşa edecek, ona karşı koymaya devam edeceğiz. Başörtüsünün simgelediği İslam’ın aydınlık mesajını bütün toplumsal alanlara taşımak mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.

Şüphesiz ki hesap vereceğimiz tek merci Âlemlerin Rabbi olan Allah’tır!

EĞİTİM İLKE-SEN & TOKAD

adına

Sedanur Tokel

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın