Çağrımızın Yankıları Devam Ediyor…

Sibel Eraslan, 5 Temmuz tarihli yazısında yayınladığımız çağrıya vurgu yaptı.

Toplumsal demokratik açılıma payanda olarak kurulan temenni

cümlesi kadınlar ve anneler üzerinden kurulmuştu: “Analar ağlamasın” şeklindeki bu cümleye kulak asmayacak kimse yoktu… Hepimiz döndük ve bu cümleye baktık. Bu cümleden siyasete, hukuka, dile dönüşecek düşünce ve eylem alanları üzerine kafa yormaya başladık…
Siyaset bunun öncülüğünü yapmalıydı, ne ki; partizanca hatta çocukça inatlar galip geldi ve kapılar üstüne kapılar örterek, siyasetlerin tıkandığına şahit olduk…
Meclis’e döndü gözler bu sefer… Halkın temsil gücü, toplumsal barış adına bazı önemli adımlar atabilirdi diye umutlandık… Anayasa değişiklik paketi, ne yazık ki, çevrili olduğumuz yangına gözlerini yumanların girişimiyle, aynı inat uğruna akamete uğratıldı…
Siyasetin ve temsil gücünün tek başına başaramadığı bu barış girişimini sivil örgütler devam ettirmeye karar verdi…
Diyarbakır, Batman ve Mardin’den doksanın üzerinde sivil örgüt birleşerek; “şiddete son” çağrısında bulundular… Tokat’tan yükselen insanlık çağrısını (TOKAD) üstlenmişti: “Gazze’deki kardeşlerimiz için son derece haklı olarak gösterdiğimiz duyarlılığı, kendi coğrafyamızdaki soruna da göstermeliyiz” diyordu sivil örgütler… Üstelik bunun İslami değerler açısından, “hakkaniyet ve vicdan” temasından hareketle önemine de vurgu yapıyorlardı...
Kadın kuruluşları ve aile-çocuk hakları ile ilgilenen duyarlı yazarlar ve aktivistler olarak, başından beri silahsızlanmayı, hukuk güvenliğini ve sıfır şiddeti söyleyip yazıyoruz…

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın