Tokat “Eylem Planı”na Eylemle Cevap Verdi!

TOKAD, “İrticayla Eylem Planı”na karşı düzenlediği eylemde “Bugün ucundan yakalanan Ergenekon’a, cuntacılara kayıtsız kalırsanız, gün gelir ateş size de dokunur!” derken, Hükümet’e cuntacıların rütbesi ne olursa olsun görevden alınmaları çağrısı yaptı.

Tokat’ta faaliyetlerini sürdüren Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Yeraltı Çarşısı üstünde yoğun yağmura rağmen bir eylem düzenleyerek “Darbe planlarının altındaki imza ıslak çıktı, cuntanın tuzunun kuru olmadığı da ortaya çıksın! Darbe heveslileri suçüstü yakalanmıştır, gereği derhal yapılsın! Rütbeleri ne olursa olsun, komplo belgelerine adı karışanlar görevden alınmalı ve yargılanmalıdır.” mesajı verdi. Dernek adına açıklamayı okuyan TOKAD mensubu ve Özgür Eğitim-Sen Tokat İl Temsilcisi Beytullah Önce, “Biz hayatına eli silahlılar tarafından müdahale edilmesinden bıkmış olanlar; adalet ve özgürlük çağrısı için meydanlardayız! Bize karşı darbe yapanlara, yeni darbe dönemleri için komplo kuranlara, eylem planlayanlara, düşündüğü ve inandığı gibi özgürce yaşamak isteyenleri fişleyenlere, kan ve hamaset üzerinden iktidar devşirenlere hodri meydan diyoruz: Cesaretiniz varsa siz de kamuoyunun ve medyanın karşısına çıkın; darbeyi niye istediğinizi anlatmayı deneyin ve destek isteyin! Yüreğiniz yetiyorsa, gölgede saklanmak yerine, meydana çıkın biz de sizin kendinizi nasıl savunduğunuzu görelim! Ama yapamazsınız! Ne gücünüzün haklılığı var, ne de yaptıklarınızın meşruiyeti… Bu gerçeği gizleyemediğiniz için darbe yoluyla halkı sindirmeye kalkışıyorsunuz.” dedi.

Basın açıklamasında belgelerin gerçekliğinden şüphe duyulmadığı ifade edilerek, yaşanan gelişmelerin de planın yürürlükte olduğunu gösterdiği ifade edilerek şu sorular gündeme getirildi. “Bu ülkede sokak ortasında katledilen, gözaltında kaybedilen binlerce insanın faili olan JİTEM, yıllarca halkın gözünün içine baka baka inkâr edilmedi mi? “Darbe Günlükleri” için sahte denildi ama gerçekliği Emniyet raporlarıyla kanıtlanmadı mı? İslami inanca sahip insanları yıpratmak için gerçekleştirilen Danıştay saldırısındaki bağlantılar mahkemelerde önce yok sayılıp, mızrak çuvala sığmayınca kabul edilmedi mi? Erzincan’da bir sabah onlarca kişi sanki suçluymuş gibi “İzinsiz Kur’an eğitimi veriyorlar” diye apar topar evlerinden alınmadı mı? Türkiye’nin farklı şehirlerinde birçok kişi hiçbir delil olmaksızın “El-Kaide mensubu” diye gözaltına alınarak mağdur edilmedi mi? Eşi başörtülü olan Abdullah Gül cumhurbaşkanı, bölge halkından destek alan bağımsız adaylar vekil seçildi diye Büyük Şef Obama gelene kadar Meclis boykot edilmedi mi? Antalya’da ve Kütahya’da başörtüsü eylemi yapanlar baskı altına alınmak istenmedi mi? Çanakkale gezisine giden başörtülü öğrenciler otobüslerden indirilmedi mi? Camiye gidip namaz kılan öğrenciler ve öğretmenler, ana haber bültenlerinde adeta suç işliyormuş gibi gösterilmedi mi? Bu örneklere bakınca, komplo ve darbe planlarının zaten yürürlükte olmadığını kim iddia edebilir ki!”

“Darbeciler halkın düşmanıdır” yazılı pankartlarla, “Darbeci cunta orijinal çıktı! Cuntalara son, herkes için özgürlük!”, “Darbeciler yargılansın! Askeri vesayete hayır!”, “Darbeci zihniyete geçit vermeyeceğiz; direneceğiz!” yazılı dövizler taşınan eylem, başta Tokat halkı olmak üzere Türkiye’nin tüm duyarlı insanlarına yapılan şu açık çağrıyla son buldu: “Geçmişinizi karartan, geleceğinizi ipotek altına almaya çalışan; insanca yaşama hakkınızı baskı altında tutan darbeci, cuntacı zihniyetle yüzleşin! Evlatlarınızı birbirine düşürmeye çalışanların tuzağına düşmeyin! Hayatınıza acımasızca ve sinsice müdahale etme cüreti gösterenlere karşı ses verin! Bilin ki, bugün başörtülü oldukları için kürsülerden, gezi otobüslerinden indirilen Tevhideler’in, Demetler’in, Büşralar’ın ve Merveler’in hakkını aramazsanız, yarın kendi kızlarınızı bu zulümden koruyamazsınız! Bilin ki, bugün Mizgin Özbek’in 9’unda, Uğur Kaymaz’ı, Ceylan Önkol’u 13’ünde öldürenlerden hesap sormazsanız, yarın kendi çocuklarınızı evinizin önünde vurulmaktan koruyamazsanız! Bilin ki, bugün ucundan yakalanan Ergenekon’a, cuntacılara kayıtsız kalırsanız, gün gelir ateş size de dokunur! Adalet, vicdan ve insaf sahibi herkesi zulme karşı tavır almaya çağırıyoruz. Gün dayanışma günüdür! Gün direniş günüdür! Sadece bugün ya da bu kez değil, zulüm bitene kadar!”

Eylem boyunca “Susma haykır, zulme hayır!”, “Darbeciler halka hesap verecek!”, “Direnenler burada darbeciler nerede!”, “Başbuğ istifa”, “İnanca saygı, başörtüye özgürlük!”, “Hükümet cuntacılara hemen hesap sor!”, “Zulme karşı direneceğiz!” ve “Darbeler bizi yıldıramaz” sloganları attılar.

Basın açıklamasının tam metni:

Değerli basın Mensupları, duyarlı Tokat halkı,

Genelkurmay Başkanının halka karşı komplo ve tezgâhlar planlayan belgeyi “kâğıt parçası” olarak nitelemesinin ardından belgenin aslının ortaya çıkmasıyla halkımız bir kez daha darbeci anlayışın kendisine karşı yürüttüğü mücadeleyi daha bir açıklıkla görmüştür. Biz de bu vesileyle bugün buradan diyoruz ki; yıllarını kronik darbe düzeninde geçiren ve olağanüstü hal koşulları gündelik hayatının bir parçası haline gelmiş bir halkı, darbe planlarının asılsız olduğuna inandıramazsınız. Ay başına ortalama bir darbenin ya da muhtıranın yıldönümünü yaşayan bir ülkede, halka karşı komplo kuranların korunup kollanmadığına akıl ve vicdan sahibi hiç kimseyi ikna edemezsiniz. İşte bugün, biz hayatına eli silahlılar tarafından müdahale edilmesinden bıkmış olanlar; adalet ve özgürlük çağrısı için meydanlardayız!

Bize karşı darbe yapanlara, yeni darbe dönemleri için komplo kuranlara, eylem planlayanlara, düşündüğü ve inandığı gibi özgürce yaşamak isteyenleri fişleyenlere, kan ve hamaset üzerinden iktidar devşirenlere hodri meydan diyoruz: Cesaretiniz varsa siz de kamuoyunun ve medyanın karşısına çıkın; darbeyi niye istediğinizi anlatmayı deneyin ve destek isteyin! Yüreğiniz yetiyorsa, gölgede saklanmak yerine, meydana çıkın biz de sizin kendinizi nasıl savunduğunuzu görelim!

Her şeyin doğrusunu yalnızca sizin bildiğinize bizi ikna etmeyi deneyin. Neden resmi ideolojinizi zorla dayatmaya kalkıştığınızı izah edin! Tercihlerimizi, haklarımızı ve özgürlüklerimizi hangi gerekçelere yasaklayabiliyorsunuz, anlatmayı deneyin.

Ama yapamazsınız! Ne gücünüzün haklılığı var, ne de yaptıklarınızın meşruiyeti… Bu gerçeği gizleyemediğiniz için darbe yoluyla halkı sindirmeye kalkışıyorsunuz.

Eminiz ki; kendi gettolarınızdan çıkamaz, kıymeti kendinden menkul yüce kurtarıcı rolü kesmekten vazgeçemezsiniz. Ama artık anlayın ki; biz de darbelere, cuntalara ve zulme karşı direnmek için ayağa kalkıp meydanlara çıktık ve size karşı durmaktan vazgeçmeyeceğiz!

Değerli Tokat halkı,

Yaşadığımız günleri dikkatle takip edin. Gövde gösterisi yapılan toplantılarda “kâğıt parçası” denilen planları iyi okuyun. Cuntacıların suçüstü yakalandığı o belgedeki imzalar ıslak çıkmasaydı bile yaşadıklarımızın orijinal olduğunu rahatlıkla fark edeceksiniz.

“İrticayla Eylem Planı” ve eklerindeki “Bilgi Destek Planı”nda, inançlarımızın, farklı kimliklerimizin ve değerlerimizin büyük bir tehdit olarak kabul edildiğini göreceksiniz. Siyasete ve halka silahlı müdahaleden vazgeçilmediğini, başörtüsüne gösterilen yasakçı hassasiyetin aynen devam ettiğini, Kürt kardeşlerimize karşı yeni derin tuzakların hazırlandığını ve ülkeyi bir kaosa sürükleyerek bundan darbe devşirilmesinin planlandığını anlayacaksınız.

Tokat’ın duyarlı insanları,

Ortaya saçılan belgelerin gerçekliğinden şüphemiz yok. Halkı hedef alan eylem planlarının ilk olmadığı, yıllardır yaşanan onca acı tecrübeyle sabittir. Bu belgeler, malumun bir kez daha ilâmından başka bir şey değil. Cuntacılar iyi bilsin ki, ne o belgelerden bilgisayarlarınızı defalarca silerek kurtulabilirsiniz ne de yandaş medyanızdaki sulandırma makineleri işe yarar! Anketler yanıltmasın, hiçbir inandırıcılığınız ve güvenirliğiniz kalmadı.

Bu ülkede sokak ortasında katledilen, gözaltında kaybedilen binlerce insanın faili olan JİTEM, yıllarca halkın gözünün içine baka baka inkâr edilmedi mi? Peki bugün Ergenekon davasında bu örgütün varlığı ortaya çıkmadı mı? Emekli bir kuvvet komutanına ait “Darbe Günlükleri” için sahte denildi ama gerçekliği Emniyet raporlarıyla kanıtlanmadı mı? İslami inanca sahip insanları yıpratmak için gerçekleştirilen Danıştay saldırısındaki bağlantılar mahkemelerde önce yok sayılıp, mızrak çuvala sığmayınca kabul edilmedi mi?

Erzincan’da bir sabah onlarca kişi sanki suçluymuş gibi “İzinsiz Kur’an eğitimi veriyorlar” diye apar topar evlerinden alınmadı mı? Türkiye’nin farklı şehirlerinde birçok kişi hiçbir delil olmaksızın “El-Kaide mensubu” diye gözaltına alınarak mağdur edilmedi mi?

Eşi başörtülü olan Abdullah Gül cumhurbaşkanı, bölge halkından destek alan bağımsız adaylar vekil seçildi diye Büyük Şef Obama gelene kadar Meclis boykot edilmedi mi? Protokollerde elleri havada bırakılmadı mı? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başörtüsü sorunu yüzünden devlet protokolü için ayrı, sivil protokol için ayrı resepsiyon düzenlemiyor mu?

Antalya’da ve Kütahya’da başörtüsü eylemi yapanlar baskı altına alınmak istenmedi mi? Çanakkale gezisine giden başörtülü öğrenciler otobüslerden indirilmedi mi? Camiye gidip namaz kılan öğrenciler ve öğretmenler, ana haber bültenlerinde adeta suç işliyormuş gibi gösterilmedi mi?

Bu örneklere bakınca, komplo ve darbe planlarının zaten yürürlükte olmadığını kim iddia edebilir ki!

Hükümete sesleniyoruz: Darbe planlarının altındaki imza ıslak çıktı, cuntanın tuzunun kuru olmadığı da ortaya çıksın! Darbe heveslileri suçüstü yakalanmıştır, gereği derhal yapılsın! Rütbeleri ne olursa olsun, komplo belgelerine adı karışanlar görevden alınmalı ve yargılanmalıdır. Bugün ele geçen fırsat makam kaygısıyla kaçırılırsa, halkın geleceği üzerindeki askeri vesayetin bir kat daha artması kaçınılmazdır. Burada uzlaşı aramak, konuyu sadece imza sahibiyle kapatmak; yarın yeni darbe girişimlerine yol vermektir!

Ve başta Tokat halkı olmak üzere Türkiye’nin tüm duyarlı insanlarına açık çağrımızdır:

Geçmişinizi karartan, geleceğinizi ipotek altına almaya çalışan; insanca yaşama hakkınızı baskı altında tutan darbeci, cuntacı zihniyetle yüzleşin! Evlatlarınızı birbirine düşürmeye çalışanların tuzağına düşmeyin! Hayatınıza acımasızca ve sinsice müdahale etme cüreti gösterenlere karşı ses verin!

Bilin ki, bugün başörtülü oldukları için kürsülerden, gezi otobüslerinden indirilen Tevhideler’in, Demetler’in, Büşralar’ın ve Merveler’in hakkını aramazsanız, yarın kendi kızlarınızı bu zulümden koruyamazsınız!

Bilin ki, bugün Mizgin Özbek’in 9’unda, Uğur Kaymaz’ı, Ceylan Önkol’u 13’ünde öldürenlerden hesap sormazsanız, yarın kendi çocuklarınızı evinizin önünde vurulmaktan koruyamazsanız!

Bilin ki, bugün ucundan yakalanan Ergenekon’a, cuntacılara kayıtsız kalırsanız, gün gelir ateş size de dokunur!

Adalet, vicdan ve insaf sahibi herkesi zulme karşı tavır almaya çağırıyoruz.

Gün dayanışma günüdür! Gün direniş günüdür!

Sadece bugün ya da bu kez değil, zulüm bitene kadar!

TOKAD

Toplumsal Dayanışma Derneği Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği

www.tokad.org

Eylem fotoğrafları için tıklayın…

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın